Ölen kişinin ruhu kabirde tekrar cesede geri gelecek mi? Kabirde ceset ve ruh birlikte mi olacak?
İnsan bir yolcudur. “Âlem-i ervahtan (ruhlar âleminden), rahm-i maderden (anne karnından), gençlikten, ihtiyârlıktan, kabirden, berzahtan (kabir âleminden), haşirden (tekrar diriliş), köprüden (sırat köprüsü) geçen ebedü’l-âbâd (cennet veya cehennem) tarafına bir yolculuktur.”[1]
İnsan bu seyahatini bazı menzillerde sadece ruhu ile bazısında ise ruhun cesede girmesiyle yapacaktır.
Hazret-i Üstad, Ruh Bahsinde ruh cesed alakasını şöyle beyan eder:
“Cesed gelip geçicidir. Mevt (ölüm) ile bütün bütün çıplak olmak dahi ruhun bekasına (ölümsüzlüğüne) te’sîr etmez. Cesed, ruh ile kaimdir (ayakta durur). Ruh cesed ile kāim değildir. Belki ruh, binefsihî (bizzat kendisi) kāim ve hâkim olduğundan, cesed istediği gibi dağılıp toplansın, ruhun istiklâliyetine (bizzat ayakta kalmasına) halel (zarar) vermez.”[2]
Cesedi teşkil eden cismimizi, maddî bedenimizi ayakta kalması ruha bağlıdır. Madde ise esas değildir. Yine Bediüzzaman Hazretleri aynı risalede şöyle der:
“Madde asıl değil ki, vücûd (varlık) ona musahhar (emrinde) kalsın ve tâbi‘ olsun. Belki madde bir ma‘nâ ile kaimdir (ayaktadır). İşte o ma‘nâ hayattır, ruhtur.”[3]
İnsan; ruhlar âleminde iken cesetsiz iken anne karnında belli bir müddet sonra[4] cenine ruh üflenir. Bu müddetten sonra ruh artık ceset hanesindedir. Sonra doğum gerçekleşir ve ölünceye kadar yine ruh ceset ile beraberdir.
Ölüm esnasında ise ruh cesetten ayrılır. İnsanın esası olan ruhu berzah âlemi dediğimiz ölüm vaktinden kıyamete ve yeniden diriltilmeye kadar devam edecek olan dünya ile ahiret arasındaki bir kabir hayatıdır ki bu hayatta ruh cesetsizdir. Rivayetlerde cennet ehli olan ruhların cennet kuşlarının içine girerek cennette dolaşacakları ve cennet lezzetlerinden istifade edecekleri yine cehennem ehli olan ruhların da yerin merkezindeki cehenneme gönderilerek azap çekecekleri vardır. Bu mana ile kabir, mü'minler için bir cennet bahçesi olurken kâfirler için cehennnem çukuru olmaktadır. Hadis-i şerfilerde bu hakikatler izah edilmektedir. Ceset toprak olur. Ruhun hayatı devam eder. Zaten ceset esas değildir demiştik.
İsrâfil (as)’ın sûra ikinci def’a üfürmesiyle cesetler tekrar diriltilecek ve berzah âlemindeki ruhlar ikinci defa -ancak bu defa bir daha ayrılmamak üzere- cesetlere girecektir. Zaten ruhun hayatı devam ettiğinden diriliş cismanî olacaktır. Sadece cesetler, bedenler diriltilecektir.
Özetle; ruhlar âleminde ve kabir âleminde ruhun hayatı cesetsiz devam etmekle beraber dünyada ve haşirde (dirilişte ve sonrasında sonsuza dek) ruh cesed ile beraber olacaktır.
https://risale.online/soru-cevap/anne-karninda-olen-bebege-dua
https://risale.online/soru-cevap/berzah-alemi-ile-ilgili-100
[1] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 118.
[2] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 195.
[3] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 180.
[4] Ana rahmindeki cenine, kaç gün sonra ruh üflendiğine dair bazı hadislerden kırk gün mü, yoksa üç kırk, yani yüz yirmi gün mü (dört ay) olduğu hususunda ihtilaf edilmiştir. Yüz yirmi de olsa, kırk da olsa hakikatini Allah bilir. Eğer düşen cenin ruh üflendikten sonra düşmüş bile olsa ahirette haşr olacaktır (diriltiecektir).