Müceddid yenileyici demektir. Bunu kelime ile her yüz senede bir, dini yenilemekle manen vazifelendirilen büyük İslâm âlimleri kastedilir. Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki, Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinî işlerini yenileyecek bir müceddid gönderecektir"1
Büyük İslâm âlimlerinden İmam Celaleddin Suyutî, müceddidlik hakkında bir eser yazmış ve zamanına (miladi 1400'lü yıllara) kadar geçen müceddidleri kendi kanaatine göre şöyle sıralamıştır:
Ömer b. Abdulaziz
İmam Şâfiî
İmam Ebu'l-Hasan el-Eş'arî
İmam Ebu Hamid İsferâyinî
İmam Gazalî
Fahruddîn Razî
Takyuddin İbnu Dakîki'l-Iyd
İmam Bulkînî
İmam Suyutî, dokuzuncu müceddidin kendisi olduğunu ümit ettiğini söyler.2
Bunların çoğu hakkında farklı görüşler vardır. Suyuti'den sonraki asırlarda müceddid olarak meşhur olan isimler ise şunlardır:
İmam-ı Rabbanî
Şah Veliyyullah Dehlevî
Mevlana Halid-i Bağdadî
Bediüzzaman Said Nursî
Yukarıda sayılan isimlerden koyu renkle gösterilenler müceddid oldukları hakkında ekseriyetle kabul görmüş olanlardır.
Burada ismi geçmeyen Şeyh Abdulkâdir-i Geylanî ve Mevlana Celaleddin-i Rumî gibi etkileri asırlardır devam eden bazı isimlerin de müceddid olması mümkündür.
Ebu Davud, Melahim, 1
Suyuti, et-Tenbie bimen yeb‘asühüllahü ala re’si külli mie, (nşr. Abdurrahim elKürdî), Türâsiyyât 2004, s.95-110