Soru

"Sahîfe-i Hayatında veyahud Levh-i Misâlîde Mukadderât-ı Hayatını Yazar" Cümlesinin İzahı / 2. Lema

"Güya insan, o ârızalarla, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem olur. Sahîfe-i hayatında veyahud levh-i misâlîde mukadderât-ı hayatını yazar"

Burada geçen levh-i misalî ne demektir? Burayı detaylı bir şekilde izah eder misiniz?

Tarih: 10.01.2025 01:44:45

Cevap

2. Lem'a'nın hâtimesinde geçen ilgili kısmı aynen buraya alıyoruz:

"Cenâb-ı Hak, hadsiz kudretini ve nihâyetsiz rahmetini göstermek için, insanda hadsiz bir acz ve nihâyetsiz bir fakr derc eylemiştir. Hem hadsiz nukūş-u esmâsını göstermek için, insanı öyle bir surette halketmiş ki, hadsiz cihetlerle elemler aldığı gibi, hadsiz cihetlerle de lezzetler alabilir bir makine hükmünde yaratmış. Ve o makine-i insaniyede yüzer âlet var. Her birinin elemi ayrı, lezzeti ayrı, vazîfesi ayrı, mükâfâtı ayrıdır. Âdetâ insan-ı ekber olan âlemde tecellî eden bütün esmâ-yı İlâhiye, bir âlem-i asgar olan insanda dahi tecellî ediyor. Ve insanda o esmânın umumiyetle cilveleri var. Bunda sıhhat, âfiyet ve lezâiz gibi nâfi‘ emirler, nasıl şükrü dedirtir ve o makineyi çok cihetlerle vazîfelerine sevk eder ve insan da bir şükür fabrikası gibi olur, öyle de musibetlerle, hastalıklarla, âlâm ile sâir müheyyic ve muharrik ârızalarla o makinenin diğer çarklarını harekete getirir, tehyîc eder. Mâhiyet-i insaniyede münderic olan acz ve za‘f ve fakr ma‘denini işlettirir. Bir lisân ile değil, belki her bir a‘zânın lisânıyla bir ilticâ, bir istimdâd vaz‘iyetini verir. Güya insan, o ârızalarla, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem olur. Sahîfe-i hayatında veyahud levh-i misâlîde mukadderât-ı hayatını yazar, esmâ-yı İlâhiyeye bir i‘lânnâme yapar ve bir kasîde-i manzûme-i Sübhâniye hükmüne geçip, vazîfe-i fıtratını îfâ eder."[1]

Açıklama:

İnsan bir makineye, insanın uzuvları ve duyguları da o makinenin çarklarına benzetilmiştir. Bela, musibet ve hastalıklar gibi elem verici sıkıntılar insan makinesinin durağan çarklarını harekete geçirir. Yaratılışta zaten var olan ve her birisi birer maden hükmünde olan acz, zaaf ve fakrımızı işletmek ve çalıştırmak bu hareket sayesinde mümkün olur. Aczini anlayan, zaafını hisseden ve fakrını farkeden bir insan sahip olduğu göz, kulak, dil gibi çok çeşitli organlar ve duygular üzerinden bu organları helal dairede, hakiki vazifelerine çalıştırmak suretiyle binler dil ile Allah'a yönelmiş olur. Uzuvları itibariyle adetâ binler kalemden oluşan tek bir kaleme benzetilen insan, ortaya koyduğu amellerini ve o amellerin sonuçlarını hayat sayfasına veya temsilî bir levhaya yazmış gibi olur. Bu vesileyle Allah'ın isimlerini kendi üzerinden ilan eder, gösterir. Hasta bir insan hastalık vesilesiyle aczini, zaafını anlar. Allah'a yönelir. Hâlis bir ubudiyet yapar. Şifa bularak Şâfi isminin tecellisine mazhar olur. "Hastalandığım zaman bana O şifa verir"[2] âyetinin işaretiyle iyileştiğinde lisan-ı hâliyle Şâfi ismini ilan etmiş olur. Acıktığında türlü nimetleri tatmak, karnını doyurmak suretiyle Allah'ın Rezzâk ismine bir ayna olur. Daha bunlar gibi çok isimlerin tecellilerine mazhar olduğunda adetâ Allah'ın isimlerine manzum bir kaside hükmüne geçer. Yaratılış vazifesini yerine getirmiş olur.

Demek "İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Hâlik-ı Kâinât’ı tanımak ve ona îmân edip ibâdet etmektir. Ve insanın vazîfe-i fıtratı ve farîza-i zimmeti, ma‘rifetullâh ve îmân-ı billâhtır."[3]

"Her hayır, onun elindedir. Her yaptığınız hayrât, onun defterine geçer. Her işlediğin a‘mâl-i sâliha, yanında kaydedilir. İşte şu kelime, cin ve inse nidâ edip müjde veriyor, diyor ki:

“Ey bîçâreler!

Mezaristana göçtüğünüz zaman, ‘Eyvâh! Malımız harâb olup sa‘yimiz hebâ oldu. Şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik’ demeyiniz. Feryâd edip me’yûs olmayınız. Çünkü sizin her şeyiniz muhâfaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfâtını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl, sizi celb edip, yer altında muvakkaten durdurur."[4]

2. Lem'a'nın Hâtimesinde geçen insanın "şükür fabrikası" olması ve "binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem" olmasının izahı için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/2lema


[1] Bediüzzaman Said Nursi, Lem'alar, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2020, s. 9.

[2] Şuarâ, 26/80.

[3] Bediüzzaman Said Nursi, Şua'lar, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2021, s. 95.

[4] Bediüzzaman Said Nursi, Asâ-yı Musâ, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2021, s. 204.


Yorum Yap

Yorumlar