Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.” Sahâbînin biri:
- İnsan elbise ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder, deyince şunları söyledi:
- “Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları küçümsemektir.”[1]
Hz.Peygamber (sav), bu hadis-i şerifinde kalbinde kibir taşıyanların cennete giremeyeceklerini kesin bir üslupla ifade etmektedir.
Hattâbi bu ifadeyi iki surette açıklamıştır:
"Bu hadisteki kibirden murad küfürdür. Yani kişi iman etme hususunda tekebbüre düşerek, imandan kaçınır. Haliyle bu şekilde ölen, küfür üzere ölmüştür, cennete giremez."
Hadisten maksat, cennete giren kimsenin kalbinde oraya girerken kibir kalmaz demektir. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de "Biz onların kalbindeki her türlü kini çıkarırız"[2] buyrulmuştur."
Nevevî, Hattâbî'nin bu te'vilini yeterince isabetli bulmaz. Hadisin, herkesçe bilinen ve başkalarını küçük görmekten ibaret olan kibirlenmekten yasaklamak için varid olduğunu, dolayısıyla kibir kelimesinin bu manadan ve hadisin de belirtilen maksattan uzaklaştırılmaması gerektiğini söyler.
Umumiyetle benimsenen manaya göre, kibir sahibi, bu kibrin cezasını çekip, onun günahından temizlenmeden cennete giremez demektir. Yani kibir cezayı gerektiren bir haldir. Bu hal mutlaka ceza ile temizlenir, bu temizlik olmadan kul cennete giremez.
Ne var ki Allah her çeşit günahı affetmeyeceği hususunda bir kayıt da mevcut değildir. Öyleyse hadisi "Allah'ın affetmemesi halinde, kibir sebebiyle ateşte ceza çekmeden hiç kimse cennete giremez" diye anlamak en makbuldür. Zira kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan kimse ebedî cehennemde kalmayacağına göre, sırf kibir, ebedî cehennem vesilesi olmamalıdır.[3]
Ayrıca lütfen bakınız;