Soru

Müslüman Kişi İntihar Ederse Cennete Girebilir mi?

Müslüman olan birisi intihar ederse Cennete gidebilir mi? Dinimize göre intihar etmenin hükmü nedir?

Tarih: 23.04.2024 15:43:26
Okunma: 2826

Cevap

İntihar etmek, yani kişinin kendi canına kıyması, âyet ve hadislerle yasaklanan kötü bir iştir. Kişi kendi hayatının sonlandırılmasına kendisi karar veremez. Zira hayatı da bedeni de kendisine emanettir. Mülkün sahibi Allah-u Teala’dır. Nitekim intihar konusunda âyet-i kerimede şöyle buyurulmuştur;

Ey îmân edenler! Kendiliğinizden anlaşarak yaptığınız bir ticâret olması müstesnâ, mallarınızı aranızda bâtıl (haram yollar)la yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi ve birbirinizi) öldürmeyin! Şübhesiz ki Allah, size karşı çok merhametlidir. Artık kim düşmanlık ve haksızlıkla bu (yasaklandığı) şeyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir ateşe atacağız! Bu ise, Allah’a göre çok kolaydır.”[1]

Âyetten de anlaşılacağı üzere kişinin kendi nefsine (canına) kıyması/öldürmesi açıkça yasaklanmıştır. Yine hadis-i şerifte Cündüb b. Abdullah'tan (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:

“Sizden önceki ümmetlerden birinde yaralı bir adam vardı. Yaranın acısına dayanamadığından bir bıçak alıp elini kesti. Kanaması durmadı ve sonunda öldü. Bunun üzerine Yüce Allah (cc), "Kulum, kendisi konusunda benden daha acele davran(arak canına kıy)dı. Ben de ona cenneti haram kıldım." Buyurdu.”[2]

Hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere kişi kendi ölümü konusunda acele etmemelidir. Ahirete göçmek için Cenab-ı Hak’tan gelecek daveti beklemeli. Ancak dünyanın külfetinden yahut içinde bulunduğu ağır vaziyetin zorluğundan dolayı kişi ölümü tek çare zannedebilir. Bu duruma düşen kimselere Efendimiz (sav) şu ikazı yapmaktadır:

Enes b. Mâlik'ten (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:“Hiçbiriniz başına gelen bir sıkıntıdan dolayı ölümü istemesin. Eğer mutlaka isteyecek olursa, "Allah'ım, yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat, ölüm benim için hayırlıysa canımı al!" desin.”[3] Yani kişi zorluk ve sıkıntıda Rabbine sığınıp çareyi ve kurtuluşu O’ndan dilemeli. Hayatın da ölümünde hayırlısını istemeli. Ölümün meydana gelmesine kendisi müdahil olmamalıdır.

Yukarıda zikredilen âyet ve hadislere göre intihar etmenin haram ve büyük günahlardan olduğu gayet açıktır. Ancak intihar edenin ahiretteki durumu ile alakalı hadisi şeriflerde çeşitli izahlar vardır. Şimdi onlara bir bakalım;

 Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

“Bir dağdan aşağı atlayarak canına kıyan kimse, cehennem ateşinde ebedî olarak yüksekten aşağıya atlayıp duracaktır. Zehir içerek canına kıyan kimse, elinde zehri olduğu hâlde, cehennem ateşinde ebedî olarak zehir içip duracaktır. (Bıçak, mızrak gibi) bir demiri karnına saplayarak kendisini öldüren kimse de demiri elinde olduğu hâlde cehennemde o demiri karnına ebedî surette saplayıp duracaktır.”

Bu hadis-i şerifte intihar eden kimse nasıl canına kıymışsa cehennemde o hal üzere ebedi azap göreceği ifade edilmektedir.

Peki Müslüman bir kişi intihar ettiğinde ahirette o da mı ebedi cehenneme mi girer? Sorusuna bir kısım fıkıh âlimleri yukarıdaki âyet ve hadislere dayanarak, intihar eden her kim olursa olsun ebedi cehenneme gider demişledir.

Ancak Efendimizin (sav) bir hadis-i şerifi de şöyledir; Hz. Câbir şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Medine’ye hicret ettiğinde, Tufeyl Bin Amr ve beraberinde kavminden bir adam da hicret etti. Medine’ye yerleştiler. Ancak adam Medine’de hastalandı. Hastalığına dayanamayınca da okun ucundaki demiri aldı ve şah damarını kesti. Elinden ölünceye kadar kan aktı ve (kan kaybından) öldü. Tufeyl onu rüyasında güzel bir şekilde gördü. Ancak eli sarılı idi. "Elin neden sarılı?" diye sordu. “Bana, senin bozduğunu düzeltmeyeceğiz” denildi, diye cevap verdi. Tufeyl rüyasını kendisine anlatınca Allah Rasulü (s.a.v.), “Rabbim eline yaptığı şey nedeniyle onu bağışla” diye dua etti.[4]

Bu hadis-i şerife göre âlimler, intihar eden Müslümanların bir kurtuluşunun olabileceği ümidini taşımışlardır. Çünkü hadiste Tufeyl b. Amr ile hicret eden arkadaşının samimi bir Müslüman olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Tufeyl’in rüyasında adamın elinin sargıda olması adamın bir şekilde cezalandırıldığını ancak ebedi azap halinde olmadığını gösteriyor. İntihar etmiş olmasına rağmen, Hz. Peygamber'in (sav) adam için dua etmesi ise bağışlanma ümidini diri tutmaktadır. Bu hadise binaen fıkıh âlimleri; intihar eden kişinin salih amellerinin kendisinin kurtuluşuna vesile olabileceğini ve intihar eden kişinin kurtuluşuna dua edilebileceğini söylemişlerdir.

Özetle ifade etmek gerekirse; Kişinin, Allah’ın bir emaneti olan kendi canı üzerinde tasarrufta bulunma hakkı yoktur. Büyük acı ve ıstıraplar içerisinde kıvranan insanlar için bile intihar meşru, geçerli bir yol değildir. Hz. Peygamber (sav), gerek geçmiş ümmetlerden gerekse kendi sahâbeleri arasından bazı örneklerle bu hususa dikkat çekmektedir.[5] Hayber Gazvesi’nde aldığı yaraların acısına dayanamayarak kılıcı üzerine yatıp intihar eden Kuzmân çarpıcı bir örnek olarak zikredilmektedir.[6] Resûl-i Ekrem, intihara karşı tavrını göstermek için intihar eden bir kimsenin cenaze namazına katılmamıştır.[7]

Daha detaylı malumat için lütfen bakınız;

https://islamansiklopedisi.org.tr/intihar


[1] Nisa Suresi, 4/30.

[2] Buhârî, Enbiyâ, 50.

[3] Buhari, Merda,19.

[4] Beyhaki, Süne-i Kebir ,Tahrim-ul Katl, 16/129.

[5] Buhârî, “Cenâʾiz”, 84; “Enbiyâʾ”, 50.

[6] Buhârî, “Cihâd”, 77; “Meġāzî”, 38.

[7] Müslim, “Cenâʾiz”, 107.


Yorum Yap

Yorumlar