İMAN

29.05.2008

4086

Allah'a İmanın İnsan Psikolojisine Etkisi

Tek bir Allah’a inanmanın insanın iç âleminde meydana getirdiği etkiler nelerdir?

* *

**** ****

29.05.2008 tarihinde sordu.

Cevap

Cenab-ı Hakk Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır;

‘’Onlar, îmân edenler ve kalbleri Allah’ın zikri ile mutmain olan kimselerdir. Bilesiniz ki, kalbler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur.’’1 

Bediüzzaman Hazretleri bu âyetteki ince mânayı şu şekilde ifade etmiştir;

Bütün ervah ve kulûbun (ruhların ve kalblerin) dalâletten (hak yoldan sapmaktan) neş’et eden (ortaya çıkan) ızdırâbât (sıkıntılar) ve keşmâkeş (kararsızlık) ve ızdırâbâttan neş’et eden ma‘nevî elemlerden kurtulmaları, bir tek Hâlık’ı (yaratıcıyı) tanımak ile olur. Bütün mevcûdâtı (varlıkları), bir tek Sâni‘a (san‘atkâra) vermek ile necat buluyorlar (kurtuluyorlar), bir tek Allah’ın zikriyle mutmain olurlar (huzur bulurlar). Çünki hadsiz mevcûdât bir tek Zât’a verilmezse, Yirmi İkinci Söz’de kat‘î isbat edildiği gibi, o zaman her bir tek şeyi, hadsiz esbâba isnâd etmek (sayısız sebeblere dayandırmak) lâzım gelir ki, o hâlde bir tek şeyin vücûdu (varlığı), umum mevcûdât kadar müşkil olur.

Çünki Allah’a verse, hadsiz eşyâyı (şeyleri) bir Zât’a verir. O’na vermezse, her bir şeyi hadsiz esbâba vermek lâzım gelir. O vakit bir meyve, kâinât kadar müşkilât (zorluklar) peydâ eder. Belki daha ziyâde müşkil (zor) olur. Çünki nasıl bir nefer (asker), yüz muhtelif (farklı) adamın idaresine verilse, yüz müşkilât olur. Ve yüz nefer, bir zâbitin (subay) idaresine verilse, bir nefer hükmünde kolay olur. Öyle de, çok muhtelif esbâbın (sebepler) bir tek şeyin îcâdında ittifâkları, yüz derece müşkilâtlı olur. Ve pek çok eşyânın îcâdı bir tek zâta verilse, yüz derece kolay olur. İşte mâhiyet-i insâniyedeki merak ve taleb-i hakîkat(hakîkati arama) cihetinden gelen nihâyetsiz ızdırabdan kurtaracak, yalnız tevhîd-i Hâlık ve ma‘rifet-i İlâhiyedir (yaratıcının bir olduğunu kabûl edip, O’nu tanımaktır). 2 

Karanlıkta nereden tokat yiyeceğini bilemeyen bir adam gibi, geleceğini bilmeyen ve başına gelen musibetleri sebepsiz zanneden insan, sürekli bir ızdırap içindedir. Bu sonsuz endişe ve merakı dindirecek tek şey, her şeyin tesadüfen değil, nihayetsiz Kadir (güçlü) ve Merhametli bir Rabbin izniyle olduğunu bilmektir. Bu bilgi insana büyük bir huzur verir.

​Eğer sayısız varlığı tek bir Zât'a vermezsek, her şeyi sebeplere isnat etmek lazım gelir. Basit bir papatyanın bile var olması için hava, su, güneş gibi pek çok sebebin mükemmel bir uyumla bir araya gelmesi gerekir.

​Bu durumda, tek bir şeyin varlığı, bütün varlıklar kadar zor olur ve her birini yapmak, hepsini yapmak kadar meşakkatli olur. Tek bir meyveyi yaratmak, bütün kâinatı yaratmak kadar zorlaşır.

​Tevhit ise bu zorluğu ortadan kaldırır. Nasıl ki yüz asker bir komutanın idaresine verilirse, hepsini idare etmesi tek bir askeri idare etmesi kadar kolay olur. Komutanın tek bir emriyle bütün ordu harekete geçer.

​Aynı şekilde, nasıl ki gökyüzündeki tek bir güneş, nuraniyet sırrıyla yeryüzündeki sayısız cam parçacığında ve su damlasında aynı anda tecelli ediyorsa; kâinatın Yaratıcısı da sonsuz kudretiyle ve nuraniyet sırrıyla, tek bir emriyle tüm eşyayı kolaylıkla ve süratle idare eder.

​Netice olarak insan kâinattaki her şeyi başıboş ve hikmetsiz görürse, kendi acizliği ve geleceği hakkındaki belirsizlik yüzünden sürekli bir elem ve korku duyar. Oysa, her şeyin dizgininin tek bir kudretin elinde olduğunu bilmek, omuzları ve ruhu üzerindeki yükünü hafifletir. Aynı zamanda o kudretin sonsuz merhamet ve hikmet sahibi olduğunu idrak ettiği zaman insana kâinatın manasını göstererek kalbini tatmin eder ve ruhundaki, kalbindeki acılara merhem olur.

  1. Ra’d, 13/28

  2. Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat , Hayrat Neşriyat, Isparta 2013 , s. 354


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız