Kur’ân-ı Kerîm

29.07.2025

9

Hafızlığın Fazileti / Hafızların Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Hafızlık nedir? Fazileti hakkında ne denebilir? Bir hafızın nelere dikkat etmesi gerekir? Hafızlıktan maksat ezber midir yoksa yaşamak mıdır?

* *

*** ***

01.08.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Tarih boyunca Müslümanlar, Allah’ın kelâmı olan Kur’an-ı Azimüşşan’a çok büyük önem vermişlerdir. Bir ibadet aşkıyla okumuşlar, ezberlemişler, yazmışlar, öğrenmişler ve öğretmişlerdir.

Cenab-ı Hakk’ın yalnızca Resul-i Ekrem’in (asm) ümmetine verdiği hususi nimetlerden bir tanesi de kendilerine indirilen kitabı (Kur’an-ı Hakim’i) ezberleyebilmeleridir. Önceki ümmetler kitaplarını bakarak yüzünden okumuşlar, kitapları kaybolunca da ihtilafa düşmüşler ve tahrifler (bozulmalar) başlamıştır. Kur’an ise tarih boyunca yüzbinlerce hâfızlar tarafından ezberlenerek muhâfaz edilmiştir.

Hâfız: (ﺣﺎﻓﻆ) Koruyan, muhâfaza eden kimse anlamında olup “El-Hâfız” Cenab-ı Hakk’ın bir ismidir. Aynı zamanda Kur’ân-ı Kerîm’i bütünüyle ezberlemiş olan ve ezberden okuyabilen kimseye de Kur’an’ı hâfızasında koruduğu için “hâfız” denilmektedir.

İlk hâfız, Resul-i Ekrem (asm) Efendimizdir. Efendimiz (asm) kendisine vahyolunan ayetleri ezberinde tutar, sonra sahabi efendilerimize okurdu. Efendimiz (asm) Kur’an-ı Kerim’i Hz. Cebrail (as) ile mukabele ederdi (karşılıklı okurdu). Hatta vefat edeceği yılın Ramazan’ında bu mukabele iki defa olmuştur. Sahabi efendilerimizin içinde de hâfızlar vardı. Efendimiz (asm) İslam’ı öğretmek için başka kabilelere muallim göndereceği zaman özellikle hâfız sahabilerden seçerdi.

Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz hafızların kıymetini ifade sadedinde:

“Ümmetimin en şereflileri hamele-i Kur’an olan Kur’an hafızlarıdır” [1]

buyurmuşlardır.

Hâfızlık, uzun bir yolculuğa çıkmak gibidir. Mücadele, azim ve gayret gerektirir. Hafızlık Cenab-ı Hakk’ın kelamını satırdan sadra geçirme mücadelesidir. Dağların yüklenmekten çekindiği kelamı gönüllere nakşederken meşakkat ve zahmetle birlikte vesvese de arada bir yoklar insanı. Her hâfız bu noktada bir inayeti bir lutfu, ister zevk etsin ister etmesin ama muhakkak hisseder.

Cenab-ı Hakk’ın yardım ve lütfu olmadan, altı yüz safyalık bir metnin ezberlenmesi pek de kolay değildir. Burada açıkça Cenab-ı Hakk’ın bir ihsanı ve inayeti vardır. Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz bir hadis-i şerifte,

“Kim Kur’an’dan bir ayet ezberler ve daha sonra onu unutursa ‘unuttum’ demesin, ‘bana unutturuldu’ desin.”

buyurmaktadır.[2] Buradan anlaşılıyor ki ezberleme nimetini veren Allah olduğu gibi onu geri alan da Allah’tır. Bu nimetin elden kaçmaması için büyük gayret sarfetmek gerektir.

Hâfızlığın en zor kısmı hâfızlıktan sonra başlar. Her gün muhakkak tekrar etmek, Ramazanlarda daha yoğun proğramlara girmek gerekir. (mukabele, hatimle teravih, cüz okuma miktarını arttırmak gibi) Yoksa Allah’ın lütüf ve ihsanı olan bu nimet kaybedilir. Hâfızlık bir nimettir. Her nimet şükür ister. Hâfızlığın şükrü ise tekrar etmektir.

Hâfız, sadece Kur’ân-ı Kerîm’i lafzen ezberleyen değil, aynı zamanda onun manasını da kalbine ve ruhuna nakşeden kimsedir. Kur’an’ın emir ve yasaklarına uyan Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanan kimsedir. Fenitekim Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz bir hadis-i şerifinde Kur’an-ı Kerim’i okuyup onunla amel edenlere şu müjdeyi vermektedir.

“Kim Kur’an’ı okur ve onu güzelce ezberler, helâlini helâl, haramını haram kabul ederse, Allah bu sayede o kimseyi cennetine sokar. O kişi de kendi ailesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat eder”[3]

Sevgili Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri de “Kur’ân’ın ezberine çalışmak mı daha hayırlıdır  yoksa Risâle-i Nûr’la meşgul olmak mı ? şeklindeki bir soru üzerine şu cevabı verir:

“Suâlinizin cevâbı bedîhîdir. Çünki, bu kâinâtta ve her asırda en büyük makam Kur’ân’ındır. Ve her harfinde, ondan tâ binler sevab bulunan Kur’ân’ın hıfzı ve kırâati, her hizmete mukaddem ve müreccahtır. Fakat Risâle-i Nûr dahi o Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın hakaik-i imâniyesinin burhânları ve huccetleri olduğundan ve Kur’ân’ın hıfz ve kırâatine vasıta ve vesîle ve hakaikini tefsîr ve îzâh olduğu cihetiyle, Kur’ân hıfzıyla beraber ona çalışmak  elzemdir.”[4]

Kur’an, herşeyin fevkındedir. Kur’an’la meşguliyet herşeyden üstündür. Fakat Kur’an’ın üstünlüğünü, imanın hakikatlerini, İslamiyet’in esaslarını herkesten ziyade en iyi anlamaya yaşamaya hâfızların ihtiyacı vardır. Bu cihetle hâfızlıkla beraber iman hakikatleriyle de meşgul olmak elzemdir.

Hafızlık yapmak isteyenler muhakkak işin uzmanından destek almalıdır. Bizden önce bu uzun ve zor yolda ilerleyenlerden alacağımız tavsiyeler işimizi kolaylaştıracaktır.


[1] Taberânî, Kebîr, XII, 125; Beyhakî, Şuab, II, 556; III, 170

[2] Abdurrezzak, Musannef, h.no:5969, c.III, s.359-60; Ahmed, Müsned (tah: Muhammed Şakir), h.no: 3620, c.V, s.220.

[3] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 13

[4] Kastamonu Lahikası s, 98


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız