Cenab-ı Hak ayet-i kerimede;
Bir vakit de Rabbiniz: ‘Celâlim hakkı için, eğer şükrederseniz, muhakkak size (ni‘metimi) artırırım ve eğer nankörlük ederseniz, şübhesiz ki azâbım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.1
Buyurarak bizleri şükre teşvik etmekte ve şükür edersek üzerimizdeki nimetlerin artacağını, şükür etmezsek azabının şiddetli olduğunu bildirmektedir. Peygamber Efendimiz ise hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır:
Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta) gençler gibi yaşayandır.2 buyurmuşlardır.
Hadis-i şerife bakıldığında ise Efendimiz (s.a.v) gençleri günahlara karşı daima temkinli yaklaşarak sefahatten uzak durmayı teşvik etmektedir. Yine başka bir hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz (sav)ş öyle buyurmaktadır:
Cenab-ı Hak, gayrı meşru şehvet peşinde olmayan genci pek beğenir.3 buyurmuşlardır.
Bediüzzaman Hazretleri de gençlik nimetine nasıl şükür edilmesi gerektiğini şu şekilde ifade etmişlerdir:
Gençlik nimetine bir şükür olarak o tatlı nimeti, iffette ve istikamette sarf etmek lazım ve elzemdir.4
Yani gençlik insana verilen en büyük nimetlerden biridir. Zira fiziksel güç, enerji, öğrenme hızı ve sayabileceğimizi daha pek çok nimet bu döneme aittir. Bu sebeple gençlik büyük bir nimet olarak kabul edilir. Şükür ise o nimeti, nimeti verenin rızasına ve amacına uygun olarak kullanmayı gerektirir. Bir arabanın şükrü onu doğru kullanmak, gözün şükrü harama bakmamak olduğu gibi, gençlik nimetinin şükrü de onu günah yollarında tüketmemek ve Cenab-ı Hakk'ın rızası doğrultusunda kullanmaktır.
İbrahim suresi 7/14
Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 10/270; İbn Hacer, el-Metalibu’l-Aliye, 3/3
Müsned, 4/151
Bediüzzaman Said Nursi, Asay-ı Musa, Isparta 2015, s. 15