Soru

Varlıkların Evrelerle Yaratılışı ve Evrim Teorisi Yanılgısı

Evrim teorisi tesadüfe dayanır. Peki Allah'ın kâinatı ve bebekleri evrelerle yaratması gibi, canlıları da bu şekilde evrim ile yaratmış olması İslâm'a ters midir?

Tarih: 19.11.2023 23:27:54
Okunma: 736

Cevap

Evrim; kâinatın bir yaratıcı tarafından var edildiği fikrine zıt olarak ortaya atılmış ve yıllar geçmesine rağmen ispatlanamamış bir teoridir. Dolayısıyla her bir öncül ve iddiasında yaratıcı fikrine yani tevhid inancına karşı olarak, kâinatı tesadüfe dayandırmaktadır. Bu sebeple bir Müslümanın akıldan uzak bu saçma teoriyi desteklemesi ve inanması mümkün değildir. 

Maalesef son zamanlarda hem evrimi hem de Allah’ı kabul etmek gibi iki zıt anlayışa inanan kimseler ile karşılaşılmaktadır. Lakin evrimin tesadüfe dayandırıldığı ve doğal seçilim gibi rastgele varsayımlara bina edildiği düşünüldüğünde İslâmiyet’in temel taşı olan tevhit inancına aykırı olduğu ve İslâm ile bağdaşmadığı açıkça görülmektedir.

Günümüzde evrim denilince akla ilk olarak bilim dünyasındaki teori gelmektedir. Kelime olarak evrim; “zaman içinde gerçekleşen değişim” demektir. Bu manadan hareketle bakıldığında canlılarda temel olarak iki tür değişim gözlenebilir.

Bunlarda ilki çevresel şartlar sebebiyle görülen değişimlerdir ki buna adaptasyon denilir. Deri renkleri, sıcak soğuk hassasiyeti gibi tür oluşumlarına etkisi olmayan, çevre şartlarına göre vücudumuzun geçirdiği değişimlerdir.

Bir diğer değişim ise canlı organizmaların meydana gelme sürecinde karşılaştığımız değişimlerdir ki bu aslında organizmanın kendi türüne ait gelişimidir ve kâinatta icra eden İlâhî bir kanundur. Mesela insanın biyolojik oluşumu anne karnında geçirdiği 9 aylık süre zarfında gerçekleşir. Doğduktan sonra ise ortalama kırk yaşına kadar vücudu fizyolojik gelişimine devam eder. İnsan vücudunda gerçekleşen bu değişim evrimcilerin iddiasına bir delil olamaz. Zira bu türden türe geçiş değil, Allah'ın izni, iradesi ve kudreti ile meydana gelen aynı türün kendi içindeki gelişim serüvenidir.

Evrim ise temel olarak canlı organizmalarda gerçekleşen mutasyon, rekombinasyon gibi gen kırılmaları ve parçalanmaları ile yeni türlerin meydana geldiğini iddia etmektedir. Halbuki insanın genetik materyali ve insana ait hücreler ilk oluşlarında dahi insansı özelliklere sahip bir şekilde yaratılmışlardır.

Bununla birlikte evrimcilerin iddia ettiği gibi mutasyon, rekombinasyon yani DNA parçalanmaları, kırılmaları ve bozulmaları neticesinde ortaya yeni ve sağlam bir türün çıkması kesinlikle mümkün değildir. Zira bilimsel çalışmalar tüm mutasyonların ya etkisiz veya zararlı olduğunu ortaya koymuştur. Kaldı ki yeni ve sağlam türler ortaya çıksın. Ayrıca DNA ‘da bulunan tamir mekanizmaları oluşan hasar veya mutasyonları onarmakta ve DNA materyalini daima asli yapısında tutmaktadır. Dolayısıyla türler arasında herhangi bir geçiş veya oluşumdan bahsetmek mümkün değildir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerimde Rabbimiz “Bir zaman Rabbin meleklere buyurdu ki: “Şübhesiz ben, çamurdan bir insan yaratacağım.” (Sad:71) diye ferman etmiştir. Yine başka bir ayette “Hani Rabbin meleklere buyurmuştu ki: “Şübhesiz ben, kuru bir çamurdan, sûretlenmiş bir balçıktan bir insan yaratıcı olan (Rabbiniz)im.”(Hicr:28) buyurmuştur.

Bu ve benzeri âyetler açıkça evrimi redetmekte ve insanın türler arası geçiş ve değişim neticesinde değil bizzat Rabbimiz tarafında insan suretiyle ve vasfıyla yaratıldığını göstermektedir.

Detaylı bilgi için:

https://risale.online/soru-cevap/evrimin-islam-inancina-tersligi


Yorum Yap

Yorumlar