Soru

Evi Olmayan Zekat Verecek mi?

Soru1:Evi olmayıp da kirada oturan kişi ev almak için birikim yapıyorsa buna zekat düşer mi? Eğer düşerse birikimi ne kadar olursa zekat düşer?

Soru2:Alacağa zekat düşer mi ? ve üzerinden bir yıl geçme hükmü alacaklılarda nasıl hesaplanır?

Tarih: 13.08.2012 23:06:23
Okunma: 27077

Cevap

Cevap:

1. İnsana  hayatını  sağlıklı bir şekilde idame etmek  için gerekli olan ev, ev eşyası, giyecek, ulaşım ve yiyecekler asli ihtiyaçlardandır. Bu ihtiyaçları temin etmek için biriktirilen paralarla onları karşılamak üzere sözlü ya da yazılı herhangi bir taahhüde girilmişse o zaman biriktirilen paralardan zekât vermek gerekmez. Taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Eğer taahüdde yani eve borçlanmamışsa  biriktirdiği para nisap miktarına ulaştığında zekat vermesi gerekiyor. 

2. Malın tam mülk olması şartının tabii bir sonucu olarak, bir kimsenin başkasının zimmetindeki alacağı için zekât verip vermeyeceği veya hangi şartlarda vereceği fakihler arasında tartışma konusu olmuştur.Fakihlerin çoğunluğuna göre alacaklar iki ana gruba ayrılır: a) Tahsil edileceği umulan alacaklar, yani ödeme imkânına sahip ve borcunu da kabul eden kimsedeki alacaklar zekâta tâbidir. Alacaklı, her sene diğer mallan ile birlikte bu alacağının zekâtını da öder. b) Tahsil edileceği umulmayan alacakların ise, ancak elde edilince zekâtı verilir. Elde edilince, geçmiş bütün yılların zekâtı ödenir diyenler de, sadece son bir yılın zekâtı ödenir diyenler de vardır. Hanefî müctehidlerine göre, elde edilmesinin üzerinden bir yıl geçmedikçe bu alacağın zekâtı ödenmez.Hanefî fakihleri, alacağın zekâtı konusunu biraz daha detaylı şekilde ele almışlar ve alacağı üç gruba ayırmışlardır:a) Kuvvetli alacak (deyn-i kavî): Borç verilmiş paralar ile ticaret mallarının bedelleri olan alacaklardır. Bunlar borçlular tarafından inkâr edilmedikçe, tahsil edildiklerinde geçen senelere ait zekâtları da verilmelidir. Fakat mükellef alacağından en az 40 dirhem (yani zekât nisabının 1/5'i kadar miktar) tahsil etmedikçe zekât borcunu ödemek zorunda değildir.b) Orta kuvvette alacak (deyn-i mutavassıt): Ev kirası gibi zekât mevzuu olmayan bir malın bedelidir. Bu alacakta da geçen senelerin zekât borcu gerçekleşir, ancak zekât borcunun ödenme mecburiyeti için alacaklının en az 200 dirhem miktarı (nisab miktarı kadar) tahsil etmesi gerekir.c) Zayıf alacak (deyn-i zaîf): Mal bedeli olmayan -mehir ve diyet gibi-alacaklardır. Bu tür alacak zekâta tâbi değildir. Tahsil edildikten sonra diğer şartların gerçekleşmesi ile zekâta tâbi olur.Fakihlerin bu konudaki farklı görüşlerinden hareketle bir özet vermek gerekirse; borçlu kabul ettiği ve ödeme gücüne sahip olduğu için ödenme ihtimali yüksek olan alacağın her yıl zekâtının verilmesi, borçlunun ödeme güçlüğü içinde bulunması veya ödemeyi kabul etmemesi gibi durumlarda ise elde edildikten sonra alacağın zekâtının verilmesi uygun olur.(1)


Yorum Yap

Yorumlar