Rabbimiz insanı iki cinste yaratmış, eğilim ve istidatlarını da ona göre bahşetmiştir. Eşcinselliğin kalıtsal ya da doğuştan gelen bir özellik olduğuna dair herhangi bir bilimsel ispat mevcut değildir. Bilakis, bunun böyle olmadığını ortaya koyan pek çok delil bulunmaktadır.
1970’lerden bu yana çeşitli çalışmalar yapılmış, ancak en kapsamlı araştırma 2019 yılında Science dergisinde yayımlanmıştır. ABD, İngiltere ve Kanada’dan araştırmacıların öncülüğünde gerçekleştirilen bu çalışmada yaklaşık yarım milyon bireyin genetik bilgileri ve cinsel yönelimleri analiz edilmiş ve şu sonuca ulaşılmıştır: “Eşcinselliğe özgü bir gen bulunmamaktadır. Genetik unsurlar cinsel eğilimler ve davranışlar üzerinde belirleyici rol oynamaz. Etkileri son derece sınırlıdır. Sadece toplumun yaklaşık %1’inde bazı küçük etkiler görülmüş olsa da bu grupta bile yönelimi açıklayacak düzeyde değildir.” demişlerdir.1
Dolayısıyla Rabbimizin kesinlikle haram ettiği bir şeyin fıtri bir yönelim olması mümkün değildir. Bu “teklif-i mala yutak” yani güç yetirilmesi imkânsız bir şeyin insandan istenilmesidir. İlahi adalet başta olmak üzere Allah’ın hiçbir sıfatına uygun değildir. Buna karşılık Allah çok merhametlidir. Bu şekilde insanlara zulmedici değildir. Nitekim yukarıda bahsettiğimiz bilimsel araştırma da bunu desteklemektedir. Yani ne dinî açıdan ne de bilimsel açıdan bu iddia ispatlanmadığı gibi aksine delil olacak birçok delil bulunmaktadır.

