Büluğ çağından önce namaz kılan ve oruç tutan çocuklar cennette büyük mükafatı görmek için 33 yaşında olacaklar denliyor. Peki ya namaz kılmadan oruç tutmadan sünnet bile olamadan vefat eden çocuklar cennette 33 yaşında olmak istedikleri zaman Allah kabul etmeyecek mi?
Vefat eden çocukların cennette dünyadaki yaşları üzerine kalacağına delil şu ayet-i kerimelerdir.
“(Aynı yaşları üzere) ölümsüz kılınmış çocuklar (ve genç hizmetçiler), pınardan (akan cennet şerbetleriyle doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehlerle onların (o sâbikunun) etrafında dolaşır.” (Vâkıa,17-18)
“(Aynı çocukluk halleri üzere) ebediliğe erdirilmiş çocuklar (ve genç hizmetçiler) de etraflarında dolaşırlar. Onları gördüğün zaman, kendilerini (etrafa) saçılmış (birer) inci sanırsın!” (İnsan,19)
Hal böyle olunca bu Kur’an-ı kerimin açık bir hükmü olarak belirlenmiş oluyor.
Fakat onların 33 yaşına gelmeyi isteme konusu ise pek mümkün değildir. Çünkü tamamen lezzet yurdu olan cennette onların bu halinden memnun olmayıp 33 yaşı istemesi cennet hayatına pek uygun düşmüyor. Onların da bu halden memnun ve lezzet alacakları şüphesizdir.
Bediüzzaman Hazretleri de vefat eden çocukların öldükleri yaş üzere cennette bulunacaklarına dair şunları ifade etmektedir.
“Kur'ân-ı Hakîm'de [وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ] beşaretinin sırrı ve misali şudur ki: Mü'minlerin kable'l-büluğ vefat eden evlâdları, Cennet'te Cennet'e lâyık bir surette ebedi sevimli daimî çocuk kalacaklarını.. ve Cennet'e giden peder ve vâlidelerinin kucaklarında ebedî medar-ı sürurları olacaklarını.. ve çocuk sevmek ve evlâd okşamak gibi en latif bir zevki, ebeveynlerine te’mine medar olacaklarını.. ve her bir lezzetli şey'in Cennet'te bulunduğunu.. Cennet tenasül yeri olmadığından, evlâd muhabbeti ve okşaması olmadığını diyenlerin hükümleri hakikat olmadığını.. hem dünyada on senelik kısa bir zamanda teellümatla karışık evlâd sevmesine ve okşamasına bedel safi ve elemsiz milyonlar sene ebedî evlâd sevmesini ve okşamasını kazanmak, ehl-i imanın en büyük bir medar-ı saadeti olduğunu şu âyet-i kerime [وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ] cümlesiyle işaret ediyor ve müjde veriyor.” (Sirac-un Nur, 17. Mektub -34)
Ayrıca Bediüzzaman Hazretleri buluğ çağına ermeden nafile bazı ibadetleri yapan çocukların cenette 33 yaşında olacaklarını şöyle ifade etmiştir:
“Bir kısım eski tefsirler demişler: "Cennet'te çocuktan gayet ihtiyara kadar herkes otuzüç yaşında olacak." Bunun hakikatı Allahu a'lem şu olacak ki: Sarih âyet ‘vildânun’ tabiri ifade eder ki, feraiz-i şer'iyeyi (dinin farzlarını) yapmaya mecbur olmayan ve mesnuniyet (sünnet olmak) cihetiyle de yapmayan ve kabl-el büluğ (büluğdan önce) vefat eden çocuklar Cennet'e lâyık ve sevimli çocuk olarak kalacaklar.
Fakat şer'an yedi yaşına gelen çocuğa namaz gibi farzlara peder ve vâlideleri onları alıştırmak için, teşvikkârane emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var. Demek vâcib olmadığı halde, nafile nev'inden yedi yaşından hadd-i büluğa kadar büyükler gibi namaz kılıp, oruç tutan çocuklar, mütedeyyin büyükler gibi büyük mükâfatı görmek için otuzüç yaşında olacaklar…” (Emirdağ Lahikası - 2, 44)
Ayrıca Bakınız: https://risale.online/soru-cevap/cocukken-vefat-edenlerin-ahiretteki-durumu