Rabbimiz adalet ve merhametinin bir tecellisi olarak mizanda (terazide) ameller tartıldığında sevap kefesi, günah kefesine ağır basarsa doğrudan cennetine koymaktadır. Bununla ilgili Bediüzzaman Hazretleri şunları söylemektedir:
Cenâb-ı Hak, âhirette muhâsebe-i a‘mâl düstûruyla adâlet-i Rabbâniyesini hasenât ve seyyiâtın muvâzenesiyle gösteriyor. Yani hasenât râcih ve ağır gelse, mükâfâtlandırır, kabûl eder. Seyyiât râcih gelse, cezâlandırır, reddeder. Hasenât ve seyyiâtın muvâzenesi, kemiyete bakmaz, keyfiyete bakar. Bazı olur, bir tek hasene bin seyyiâta tereccüh eder, affettirir.1
Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 331.

