Helal-Haram

07.09.2025

15

İslam Hukukunda Zalimlerin Ürünlerini Boykot Etmenin Delilleri

Zalimlerin ürünlerini boykot etmenin İslam hukukundaki delilleri nelerdir? Ayet, hadis ve İslam tarihinden örnekler verir misiniz?

* *

*** ***

09.09.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Boykot konusunda Islami dayanağımızın neler olduğuna dair kaynaklar şu şekildedir:

Günah ve düşmanlık üzerine ise yardımlaşmayın.1 

Zalimlerin mallarını almak, onlara gelir sağlamak, güçlerini artırmak “zulme yardım” kapsamına girer. Dolayısıyla Müslümanların onların ürünlerini boykot etmesi bu ayetin bir gereğidir.

Zulmedenlere de meyletmeyin! Yoksa ateş size dokunur! Hem sizin, Allah'dan başka hiçbir dostunuz yoktur; sonra size yardım edilmez.2 

Zalimlerin ürünlerini almak, onların sistemine ekonomik destek vermek bir tür “meyil” sayılır.

Bediüzzaman Hazretleri bu ayeti tefsir ederken; [Zulmedenlere de meyletmeyin! Yoksa ateş size dokunur!] âyet-i kerîmesi fermânıyla; zulme, değil yalnız âlet olanı ve tarafdar olanı, belki ednâ (çok az) bir meyledenleri dahi dehşetle ve şiddetle tehdîd ediyor. Çünki rızâ-yı küfür (küfre râzı olmak), küfür olduğu gibi, zulme rızâ da zulümdür.3 Demiştir.

Bununla birlikte Peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselamında boykot yaptığı ve emrettiği durumlar mevcuttur. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve sahabe-i kiram üç yıl boyunca Şi’b-i Ebî Tâlib’de ağır boykota uğradılar. 4 Müslümanlar buna sabrettiler ama kendileri zulmedenlerle iş birliği yapmadılar. Peygamber Efendimiz (s.a.v), müşriklerin iktisadi baskısına karşı kendi iç dayanışmalarını kuvvetlendirdi. Bu, Müslümanların zulüm düzenine dolaylı yoldan katkı sağlamamaları gerektiğini göstermektedir.

Yine haksızlığa ortak olmama biz Müslümanların önemli bir düsturudur. Zalimlerin ürünlerini kullanmak onların zulmüne rıza göstermek anlamına gelebilir. “Zulme rıza, zulümdür.” Rivayet olarak nakledilen meşhur kaidedir.

Fıkıh ve usûl kaidelerinden delilleri şöyle sayabiliriz:

“Zarar vermek ve zararla karşılık vermek yoktur.” (Lâ darar ve lâ dirâr kaidesi) 5 Zalimlerin ürünleri Müslümanlara dolaylı zarar veriyorsa (örneğin İsrail malları Filistin’e zulme destek oluyorsa) bu kaide gereği boykot vacip olur.

“Bir harama vesile olan da haramdır.” Zalimlerin ürünlerini almak onların zulmünü güçlendiriyorsa bu vesileyle harama ortak olmaktır.

Velâ ve Berâ kaidesi de bize çok önemli bir yol göstermektedir. Müslümanların Allah düşmanlarıyla kalben ve fiilen dost olmamaları (berâ), müminlerle dayanışma içinde olmaları (velâ) esastır. Boykot, berâ ilkesinin bir yansımasıdır.

Tarihî Uygulamalar kapsamında; Hz. Ömer döneminde Müslümanlara zarar veren gayrimüslim tüccarların bazı malları piyasadan çıkarılmıştır. Osmanlı’da ise fetvalar da Müslümanlara zarar veren gayrimüslim tüccarlarla ticareti sınırlayan hükümler verilmiştir.

Günümüzde uygulama şu şekilde olmaktadır: Çağdaş âlimlerin büyük kısmı, özellikle İsrail’in Filistin’de işlediği zulüm sebebiyle mallarını boykot etmenin hem ahlâkî hem de şer‘î bir sorumluluk olduğunu söylemiştir.

Netice olarak boykot, İslam hukukunda kesin ve kuvvetli delillere dayanan bir duruştur. Zalimlerin ürünlerini boykot etmek, günaha yardımı engeller, zulme meyletmeyi önler, Müslümanların izzetini korur, mazlumlara fiilî destek olur. Dolayısıyla boykot, en azından farz-ı kifâye (topluluk olarak yapılması gereken bir görev) hükmüne girer. Eğer Müslümanlar başka yollarla zulmü engelleyemiyorlarsa bireysel olarak da boykot vacip derecesine çıkabilir.

  1. Mâide, 5/2

  2. Hûd, 11/113

  3. Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.240

  4. https://dergipark.org.tr/tr/pub/dinbil/issue/67436/1018282

  5. https://islamansiklopedisi.org.tr/zarar


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız