27. Söz İctihad Risalesi'nde geçen bu kısmı izah eder misiniz?
Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için sorunuzla ilgili kısmı buraya alıp ardından izahını yapacağız.
''Dördüncüsü: Nasıl ki bir cisimde, neşv ü nemâ (ortaya çıkma, büyüme) için tevessü‘ (içten gelen genişleme) meyli bulunur. O meylü’t-tevessü‘ ise, çünkü dâhildendir, vücûd ve cisim için bir tekemmüldür. Fakat eğer hâriçte tevsî‘ (dışarıdan gelen genişleme) için bir meyil ise, o vücûdun cildini yırtmaktır. Tahrîb etmektir. Tevsî‘ değildir. Öyle de, İslâmiyet’in dâiresine selef-i sâlihîn gibi takvâ-yı kâmile kapısıyla ve zarûriyât-ı dîniyenin (dinin yerine getirilmesi gereken emir ve yasaklarının) imtisâli (benzemesi) tarîkiyle dâhil olanlarda meylü’t-tevessü‘ ve irâde-i ictihâd bulunsa, o kemâldir ve tekemmüldür.
Yoksa zarûriyâtı terk eden ve hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı uhreviyeye tercîh eden ve felsefe-i maddiye ile âlûde (bulaşık) olanlardan olan o meylü’t-tevsî‘ ve irâde-i ictihâd, vücûd-u İslâmiyeyi tahrîb ve boynundaki şer‘î zincirini çıkarmaya vesîledir.'' [1]
Bu paragrafta anlatılmak istenen; İslamiyet'te içten gelen bir genişleme ile dışarıdan gelen bir genişlemenin farklı olduğudur. Benzetme olarak ise vücut sahibi olan bir cismin (örneğin bir çiçek tohumunun) içeriden tabii yollarla beslenip büyümesi ve içeriden dışarıya doğru genişlemesi en güzeli ve yaratılışına en uygunu iken; dışarıdan bir kuvvetle onu çekip büyütmeye çalışmak o cismi/bitkiyi yırtmak ve parçalamak olur.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bu misalden yola çıkarak; İslam'a olan yaklaşımı ikiye ayırıyor;
1- İçten gelen genişleme (tevessü'): Selef-i Salihin gibi takva ve dini gereklilikleri (zaruriyat-ı diniyeyi) yerine getirme yoluyla İslam'a dâhil olanlarda görülen ilerleme ve olgunlaşma. Bu olgunlaşma yoluyla yapılan içtihadların İslam'ın içten gelişmesini (meylü't-tevessü) ve daha mükemmel yaşanmasını sağlamasıdır.
2- Dışarıdan gelen genişleme (tevsî'): Dini gereklilikleri (zaruriyatı) terk eden, dünya hayatını ahiret hayatına tercih eden ve maddeci felsefeyle yoğrulan kişilerde görülen yaşam biçimi ve İslami yaklaşım. Bu durumda, "meylü't-tevsî'" (genişleme meyli) ve "irâde-i ictihâd", İslam'ın yapısını bozmaya ("vücûd-u İslâmiyeyi tahrib") ve şeriata bağlılığı ortadan kaldırmaya ("şer'î zincirini çıkarmaya") yöneliktir. Bu kişilerin içtihad adı altında islamiyete yaptıkları şey; İslam'ı tahrip etmek ve şeriat zincirinden çıkmaktır, o zinciri kırmaktır. Çünkü zaruriyat dediğimiz kavram; ayet ve hadisle sabit olup hakkında içtihat kapısının kapalı olduğu açık emir ve yasaklardır. Bu kişiler ise bu kesin emir ve yasaklar hakkında içtihat (hüküm çıkarma) yaparak islam'ın temel yapısının bozulmasına yol açmaktadırlar. Bu davranış İslamiyet'in içinden fıtri olarak çıkıp büyüyen bir davranış değil, aksine dışarıdan zorlama yoluyla temel yapıyı bozmaya yönelik bir davranıştır.
Kısacası; İslamiyetin içten gelen bir anlayış ve uygulama ile gelişeceğini, dışarıdan zorlama ve dini prensipleri reddetmenin ise yıkıcı olacağını anlatmaktadır. İçten gelişme, bir olgunlaşma ve kemal iken, dışarıdan gelen genişleme bir tahrip ve yıkımı netice vermektedir.
[1] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Altınbaşak Neşriyat, Istanbul 2012, 156-157. sayfalar