RİSALE-İ NUR

20.07.2025

19

Hidayet Ehlinin İhtilafı, Dalalet Ehlinin İttifakının Sebebi

20. Lema'nın 4. Sebebini kısaca izah eder misiniz?

* *

*** ***

22.07.2025 tarihinde sordu.

Cevap

İlgili yer şöyledir:

Dördüncü Sebeb: Ehl-i hidâyetin rekābetkârâne ihtilâfı, âkıbeti düşünmemekten ve kasr-ı nazardan olmadığı gibi; ehl-i dalâletin samîmâne ittifâkları, âkıbet-endîşlikten ve yüksek nazardan değildir. Belki ehl-i hidâyet, hak ve hakîkatin te’sîriyle, nefsin kör hissiyâtına kapılmayarak, kalbin ve aklın dûr-endişâne temâyülâtına tâbi‘ olmakla beraber, istikameti ve ihlâsı muhâfaza edemediklerinden, o yüksek makamı muhâfaza edemeyip ihtilâfa düşüyorlar. Ehl-i dalâlet ise, nefsin ve hevânın te’sîriyle, kör ve âkıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti bir batman ilerideki lezzete tercîh eden hissiyâtın mukteziyâtıyla, birbirine samîmî olarak, muaccel bir menfaat ve hazır bir lezzet için şiddetli ittifâk ediyorlar. Evet, dünyevî ve hazır lezzet ve menfaat etrafında, aşağı, kalbsiz nefisperestler, samîmî ittifâk ve ittihâd ediyorlar. Ehl-i hidâyet, âhirete âit ve ileriye müteallik semerât-ı uhreviyeye ve kemâlâta, kalb ve aklın yüksek düstûruyla müteveccih oldukları için, esaslı bir istikamet ve tam bir ihlâs ve gāyet fedâkârâne bir ittihâd ve ittifâk olabilirken, enâniyetten tecerrüd edemedikleri için, ifrât ve tefrît yüzünden, ulvî bir menba‘-ı kuvvet olan ittifâkı kaybedip, ihlâs da kırılır, vazîfe-i uhreviye de zedelenir. Kolayca rızâ-yı İlâhî de elde edilmez.

Bu mühim marazın merhemi ve ilacı, اَلْحُبُّ فِي اللّٰهِ sırrıyla tarîk-i hakta gidenlere refâkatle iftihâr etmek ve arkalarından gitmek ve imamlık şerefini onlara bırakmak ve o hak yolunda kim olursa olsun kendinden daha iyi olduğunun ihtimâliyle enâniyetten vazgeçip ihlâsı kazanmak ve ihlâs ile bir dirhem amel, ihlâssız batmanlarla amellere râcih olduğunu bilmekle ve tâbiiyeti dahi sebeb-i mes‘ûliyet ve hatarlı olan metbûiyete tercîh etmekle, o marazdan kurtulur ve ihlâsı kazanır, vazîfe-i uhreviyesini hakkıyla yapabilir.1 

Yirminci Lem'a'nın dördüncü sebebinde "ehl-i hidayetin istikamet ve ihlası muhafaza edememesi sebebiyle ihtilafa düşmeleri" üzerinde durulmaktadır.

Ehl-i dalalet; dünyevî, geçici fakat hâzır bir lezzet ve menfaat için ittifak ediyorlar. Bu ittifakta etkili olan duygu, nefis ve hevanın tesiriyle akıbeti görmeyen ve bir dirhem hâzır lezzeti ilerideki bir batman lezzete tercih eden kör hissiyattır.

İşte Ehl-i hidayet hak ve hakikatin tesiriyle, akıbeti görmeyen nefsin bu kör hissiyatına kapılmıyorlar. Lâkin akıl ve kalbin gelecekle ilgili endişeleri sebebiyle istikamet ve ihlası tam muhafaza edemedikleri için ihtilafa düşerler. Yani Ehl-i hidâyet, âhirete âit ve ileriye yönelik uhrevi semerata ve kemâlâta yani ahirete yönelik manevi kazanç ve yüksek mertebelere, kalb ve aklın yüksek düstûruyla yöneldikleri için, esaslı bir istikamet ve tam bir ihlâs ve gāyet fedâkârâne bir ittihâd ve ittifâk olabilirken, enâniyetten kurtulamadıkları için ittifakları bozulur, ihlâs da kırılır, Ahirete ait vazîfesi de zedelenir. Kolayca Allah’ın rızası da elde edilemez.

Bu manevî hastalığın ilacı, Allah için birbirini sevmektir. Enaniyet göstererek ayrışmak yerine muhabbet besleyerek refakat etmektir ve birbirinin meziyetiyle iftihar etmektir.

İhtilaf hastalığına tutulmuş birisi, hak yolunda giden mü'min kardeşinin kendinden daha iyi olduğu düşüncesiyle hareket edip enâniyetten vazgeçerek ihlâsı kazanmakla ve ihlâslı yapılan bir dirhem amel, ihlâssız batmanlarla amellerden üstün olduğunu bilmekle ve imamlık şerefini kendisine bıraktığı mü'min kardeşine tâbi olmakla o hastalıktan kurtulur ve ihlâsı kazanır, uhrevi vazifesini hakkıyla yapabilir.

  1. Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 160.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız