Yumurta kabuğunda dışkı varsa yumurta içi necis olmaz. Dışındaki necaset dış pisliktir; içe bulaşmadıkça yumurtanın içi temizdir. İbn Abidin şöyle der: "Kabuklu bir şeyin dışına necaset bulaşsa ve bu içeri sızmadıysa, içi temiz kabul edilir."[1] Hanefî mezhebine göre bir şeyin temizliğini bozmak için necasetin fiilen temas etmiş olması gerekir, sadece şüpheyle hüküm verilmez.
Yumurtayı koyduğumuz kap da necis sayılmaz. Dışkı emaresi (koku, renk vb.) yoksa, kap temizdir. Kesinlik, şüphe ile ortadan kalkmaz.[2] Fethu’l-Kadîr'de: “Necasetli olup olmadığı bilinmeyen bir nesne, şüpheyle necis sayılmaz.”[3] denilmiştir.
Bu yumurtalarla kek yaptık. Kek temizdir ve fıkhen yenebilir. Necis demek için kesin bilgi gerekir, zan ve şüphe ile hüküm verilmez. Hanefi mezhebinde: “Yiyecek ve içeceğe necis bir şeyin bulaştığına dair açık alamet yoksa, o yiyecek temizdir.”[4] Şâfiî mezhebinde de bariz necaset bulaşmadıkça hüküm verilmez.[5] Kek kırıntılarının döküldüğü yerler veya dokunulan yüzeylerin hiçbiri necis sayılmaz. Çünkü necis olduğuna dair hiçbir delil yok. Fıkıh şüpheyle değil, delil ve gözleme dayalı hüküm verir.
Bu durumlar klasik vesvese durumudur. İmam Nevevî şöyle der: "Temizlikte, had aşımına sebep olan titizlik, dinin özüne muhalif vesvesedir. Bu, şeytanın bir tuzağıdır."[6] İmam Gazâlî de der ki: "Vesvese, zâhiren dindarlık gibi görünse de aslında şeytanın kalbe attığı bir dumandır."[7]
Ebû Hüreyre"den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav);
“Din kolaylıktır. Bir kişi takatinin üstünde ibadete kalkışırsa din karşısında âciz kalır. Bunun için aşırıya kaçmayın, dosdoğru yolu tutun ve (salih amellerden alacağınız mükâfattan ötürü) sevinin...”[8] buyurmuşlardır.
Vesvese hastalığından kurtulmanın çarelerini yazdığı risalede Bediüzzaman Hazretleri vesveseyi musibete benzeterek şöyle izahda bulunur:
“Ehemmiyet verdikçe şişer. Ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür, küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder. Havf etmezsen hafif olur, mahfî kalır. Mâhiyetini bilmezsen, devam eder, yerleşir. Mâhiyetini bilsen, onu tanısan, gider.”[9]
Risalei Nur’da vesvese konusunda 21. Söz’de geniş izahlar mevcuttur.
Ayrıca lütfen bakınız: https://risale.online/soru-cevap/zikir-2?sort=son-eklenen
[1] İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, c.1, s. 137
[2] el-Eşbah ve’n-Nezâir, Suyûtî, s. 60
[3] İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, c.1, s. 82
[4] el-Hidâye, Merğinânî, c.1, s. 47
[5] Nevevî, el-Mecmûʿ, c.2, s. 576
[6] Nevevî, el-Mecmûʿ, c.1, s. 206
[7] İhyâu Ulûmiddîn, c.1, s. 115
[8] Buhârî, Îmân, 29
[9] Bediüzzaman Saidi Nursi, Sözler Mecmuası, Altınbaşak Neşriyat, İstanbul 2011, s. 98