Yazı mektubu ne zaman ve nerede yazılmıştır? Hangi hususi talebelere yazılmıştır? Kısaca izah eder misinzi?
“Yazı Mektubu” diye bilinen mektup Hz. Üstad’ın Isparta/Barla döneminde (Şubat 1927 – Mayıs 1935) iken kaleme aldığı mektuplar arasında yer almaktadır. Bu döneme ışık tutan gerek Bediüzzaman Hazretleri’nin yazdığı gerekse saff-ı evvel talebelerin Sevgili Üstadımıza yazmış oldukları toplam 299 mektup Barla Lahikası mecmuasında derc edilmiştir. Bu mektupların içinde 224. mektup “Yazı Mektubu”dur.
Sona yakın mektuplar arasında olması cihetiyle Hazret-i Üstad’ın Barla dönüşü Isparta döneminde (Haziran 1934-Mayıs 1935) kaleme alındığı ve o dönemde üç aylar başlangıcının 1 Recep 1353 / 11 Ekim 1934 olduğu düşünülürse Ekim-Aralık 1934 tarihleri aralığında yazıldığını düşünmekteyiz. Bu kanaatimizi teyit eden bir başka husus ta Hazret-i Üstad’ın bu mektubu 1934-35 yıllarında telif etmiş olduğu 21. Lem’a olan İhlas Risalesi’nin arkasına koymasıdır.
Mektupta bahsi geçen “hususi kardeşlerime” ifadesine muhatap talebeler ise “tembellik damarıyla yazıdan usanan” ve üç aylar münasebetiyle ziyade sevap kazanmak arzusuyla evrad ve zikirle meşguliyetini “Risale-i Nur yazısına tercih eden sofi-meşreb” bir kısım talebelerdir.
O dönem talebelerin bir gecede bir risaleyi yazacak kadar gayret içinde olduklarını ihtarla, bu mektubun umum talebeler için değil sadece bir kısım usanç gösteren talebeler için yazıldığını unutmamak gerekir. Örneğin; Şamlı Hafız Tevfik ağabey, elli iki sahifelik 32. Söz’ü bir gecede yazması üzerine Hazret-i Üstad’ın, “Kardeşim, Allah bana cenneti nasib ederse, seni almadan cennete girmem” şeklinde büyük iltifatlarına mazhar olmuştur.
Yine bin yıllık tarikat meşrebinin mirasıyla, Osmanlı bakiyesi olan Anadolu’nun bir şehrinde mübarek üç aylar içinde, dönemsel olarak evrad ve ezkar ile meşguliyeti bir kısım talebelerin öncelemesi de ilk etapta anlaşılabilir bir tercihtir.
Bu mektupta esas dikkat çeken mesele şu ki; her iki mezkür gerekçe ile olabilmesi mümkün olan ve sınırlı bir kısım talebeler için vuku’ bulan kalemle hizmetteki aksamayı Sevgili Üstadımızın hiçbir şekilde müsamaha ile geçiştirmeyip üstelik iki hadis-i şeriften delil getirerek tavizsiz bir duruş göstermesidir. Bununla da yetinmeyip, 8 yıllık döneme ait Barla Lahikası'ndaki 229 mektuptan sadece bu mektubu seçip “on beş günde bir def‘a okunmalıdır” diye ikazda bulunduğu İhlas Risalesi’nin hemen arkasına koymuş olmasıdır.
Daha sonra Bediüzzaman Üstadımızın Kastamonu'da iken kaleme alarak Risale-i Nur talebesinin aslî vazifesinin yazı olduğunu ifade edeceği "Şeker Mektubu"na da bu anlamda bir mukaddeme olma niteliği taşıyan bir mektuptur.