Kişi Allah'a (c.c) isyan edip meydan okurcasına işlediği günahları övünerek anlatması Allah (c.c) muhafaza çok tehlikelidir. Tövbenin en birinci şartı bundan utanç duymak ve pişman olmaktır. Kişi bunu yaptığından derhal tövbe etmelidir. Sonuçta ne olursa olsun kişi "günahı açıktan işleme ve başkasına anlatma" günahı için de tevbe etse Allah (c.c) bu günahı da affeder. Allah (c.c) en büyük günah olan "şirk" dahil olmak üzere samimi tevbe edildiği takdirde tüm günahları affedeceğini söylemiştir. O yüzden günahlarını açıktan işleyip anlatan kişi tevbe ederse Allah(c.c) o günahları da affedebilir.
"Ey günâhta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş kullarım, Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin; muhakkak ki Allah bütün günâhları bağışlar. Şüphe yok ki O, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir."1
Mü'min günahını başkasına anlatmamalıdır. Çünkü anlatılan günahlar bazen başkaları tarafından da o günahı işlemeye karşı bir cesaret verir ve onlarda bir arzu uyandırabilir. Günahlar anlatıldığı zaman, toplumda günahların normalleşmesine ve basit görülmesine sebep olabilir. Bunun için günahlar asla başka ortamlarda anlatılmamalı ve başkalarının da o günahlara karşı meylini uyandırmamalıdır ki bu da büyük bir günahtır. Hatta o günahın yayılmasında rol oynadığı için o kişide günaha girer. Allah(c.c) kullarının günahlarını örtmek ister. Kul da bu engin rahmete layık olmak için çokça istiğfar etmeli ve pişmanlık göstermelidir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ümmetimin hepsi affa (samimi tevbe edenler) mazhar olacaktır, günahını açıkça işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işlediği bir günahı Allah gizlemiştir-örtmüştür. Ama, sabah olunca kişi: 'Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!' der. Böylece o kişi , geceleyin Allah(c.c) kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı alenî işlemenin bir çeşididir."2
"Biriniz bir günah işlediğinde, Allah da o günahı başkalarından gizlediğinde, yaptığı hatayı birine söylemeden duramaz mı? İnsan günahını başkasına anlatmamalıdır. Çünkü kullar affetmeyi değil ayıplamayı bilir. Allah ise ayıplamaz, affeder.”3
Gizli işlediği günahını aşikar edip açığa vuran kişi:
1. Allah’ın kusurunu örtme ihsanına karşı hıyanet eder.
2. Günahlara karşı başkasının meylini uyandırmakla bir cinayet işler.
3. Bizzat başkasını günah işlemeye teşvik etmek niyeti varsa bu da ayrı bir cinayet demektir.4
"Kim İslam'da kötü bir çığır açarsa, açtığı çığrın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından birşey eksilmeden ona aittir.” 5
Halbuki günah işleyen bir mümin günahını zaten pişman olduğu için anlatmamalı ve pişmanlığını da insanlara değil Allah'a arz etmelidir. Bazen şeytan kişiye günahını anlattırmak ister. Güya kişi vicdanen rahatlayacağını zannederek (haşa Hristiyanların günah çıkardığı gibi) Allah'tan uzaklaştırarak kulların merhametine sığınır. Halbuki günahları affedecek olan Allah'tır.
Rabbimiz âyette şöyle buyurmuştur;
"Ve (onlar,) çirkin bir iş yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı zikredip günahlarının bağışlanmasını isterler.(2) Zâten Allah'dan başka, günahları kim bağışlar? Hem (onlar,) işledikleri (günahları)nda kendileri bile bile ısrâr etmeyen kimselerdir"6
Zümer, 39/53
Buharî, Edeb 60; Müslim, Zühd 52, (2990).
İshak b. Râhûye, Müsned, III, 953
Münavi, Feyzu’l-Kadir, 5/11
Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
Al-i İmran, 135

