Soru

Vakar ve Sekinetin Haya İle Alakası

Buhari’de geçen bir hadisde "…Vakar hayadandır, sekinet hayadandır…" diye geçiyor. Vakar ve sekinetin haya ile ilişkisini açıklayabilir misiniz?

Tarih: 21.10.2024 14:05:53

Cevap

 

Öncelikle bu ifadeler Buharî’de geçmektedir. Fakat Peygamberimize (s.a.v) ait bir söz değildir. Şöyleki;

“İmran b. Husayn’dan rivayet edildiğine göre kendisi Hz. Peygamber’in “Haya ancak hayır getirir.” hadisini aktarmış tabiînden olan Buşeyr b. Ka’b bu hadisi işitince “Şüphesiz vakar hayadandır, şüphesiz sekinet hayadandır.” sözlerinin de “el-hikme”de yazılı olduğu ilavesinde bulunmuştur. Bu sözler üzerine İmran “Ben sana Resulullah’tan hadis aktarıyorum sen ise bana “sahifenden” bahsediyorsun” demiştir[1]

Burada Efendimize (sav) ait olan söz ve Buhari’de asıl aktarılmak istenen hadis “Haya ancak hayır getirir.” ifadesidir. Ancak Buharî, raviler arasında bu hadisin aktarıldığı anda yaşanan kıssayı da anlatmıştır.

Burada sözü edilen ve sorduğunuz cümlelerin geçtiği asıl kaynak olan  “el-hikme” sahifesi Vehb. b. Münebbih tarafından derlendiği bilinen ve Hz. Lokman’a nisbet edilen hikemiyât sahifeleridir.[2]

Özetle bu sözler hadis değil ancak Hz. Lokman’ın hikmetli sözlerinden bir sözdür. Hz. Lokman’ın bu sözlerinde vakar ve sekinetin haya ile irtibatı şöyle anlaşılabilir;

Sözlükte “utanmak, çekinmek” anlamlarına ve Türkçede daha çok “ar” kelimesiyle ifade edilen hayâ duygusu, genellikle yüzün kızarması, kişinin başını öne eğmesi, gözlerini kaçırması, şaşkın davranışlar sergilemesi gibi şekillerde dışa yansır. İnsanı kötülükten alıkoyup iyiliğe yönelten fıtrî bir ahlâk özelliği olmakla birlikte hayâ, kişinin içinde yaşadığı toplumun dinine, örf ve âdetlerine, yaşam tarzına göre şekillenir. Dolayısıyla değer yargılarının değişmesiyle hayânın toplumdan topluma, hatta bireyden bireye farklılık göstermesi mümkün olduğu gibi, değerlerin hiçe sayıldığı bir ortamda tamamen yok olması da ihtimal dâhilindedir.[3]

İslâm’da kişinin Allah'a, insanlara ve kendisine karşı mahcubiyet ve utanma duygusuyla hareket etmesi anlamına gelir. Kişinin kötü davranışlardan, çirkin sözlerden ve toplumda hoş karşılanmayan durumlardan kaçınmasıdır.[4]

Haya, hem imanla hem de güzel ahlakla doğrudan ilişkilidir. Haya, sadece utangaçlık değil, kişinin kendisini kontrol etmesi, edebe uygun hareket etmesi ve ahlaken yüksek bir duruş sergilemesidir.

Vakar, ağırbaşlılık, sükûnet ve ciddi bir duruşu ifade eder. Vakar sahibi kişi, duygularını kontrol eder, ani ve aşırı tepkiler vermekten kaçınır. Olgunluk ve itidal sergiler. Vakar, dış dünyaya karşı sergilenen bir tavırdır ve kişinin kendisini olduğundan daha büyük göstermeye çalışmadan, haysiyetli bir duruş sergilemesidir.

Sekinet ise kalpteki huzur, sükûnet ve dinginlik anlamına gelir. Kişinin dış koşullardan etkilenmeden iç huzurunu koruyabilmesi, sakin bir tavır sergileyebilmesidir. Sekinet, sabırla ve metanetle olayları karşılayabilmeyi ifade eder.

Vakar, hayanın bir sonucudur. Kişi haya sahibi olduğunda, davranışlarında ağırbaşlılık ve ciddiyet gösterir. Haya, kişiyi kendisine yakışmayan hareketlerden uzak tutar ve vakar sayesinde toplumda saygıdeğer bir duruş sergiler. Vakar, kişinin başkalarına karşı saygı ve nezaket çerçevesinde hareket etmesini sağlar. Sekinette aynı şekilde hayalı kişinin özelliklerinden biridir. Sekinet, kişinin iç dünyasındaki huzurun ve dengeye ulaşmış olmasının göstergesidir. Haya, kişinin kendisini denetlemesine yardımcı olduğu için, kişinin iç dünyasında bir sükûnet ve dinginlik oluşturur. Hayalı insan, hem içsel hem de dışsal olarak bir denge ve huzur halindedir.


 


[1] Buhari, "Edeb", 77.

[2] Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, nşr. Abdusselâm Muhammed Harun, Kahire, 1975, s.65-74-76-78-149.

[3] Heyet, Hadislerle İslâm, c. 3, s. 219

[4] Mustafa Çağrıcı, TDV, İstanbul 1997, c.16, s.554


Yorum Yap

Yorumlar