Soru

Vahidiyet - Ehadiyet

Vahidiyet ile Ehadiyet'in farkı nedir?

Tarih: 29.12.2008 00:00:00
Okunma: 4775

Cevap

Vahidiyet ve ehadiyet kelimeleri; bir manasına gelen vahid ve ehad isimlerine –iyet- eki getirilerek yapılmış olup ikisi de birlik demektir. Fakat her biri farklı cihetlerle Cenab-ı Hakkın birliğini anlatır.

Vahidiyet, sayı itibariyle birliği, iki olmayan üç olmayan bir birliği ifade edip şirki reddeder. Yani, Yaratıcı bir tanedir. İki veya daha çok değil. Bu, çoklukta görünen birlik tecellisidir. Çok şeyleri kuşatan bir tecelli olduğu için celâl tecellisidir. Yani Allah’ın yücelik ve büyüklüğünü gösterir.

Ehadiyet, Cenab-ı Hakk’ın zatının birliği demek olup tecezzi ve inkısâmı (bölünme ve parçalanmayı) reddeder. Allah’ın varlığının her bir varlık üzerinde görünmesidir. Çoklukta değil, tek tek ferdlerdeki birlik tecellisidir. Her bir ferde yönelik hususi bir tecelli olduğu için cemal tecellisidir. Çünkü herbir varlık Cenab-ı Allah’ın nihayetsiz güzelliğinin ve en güzel isimlerinin bir aynasıdır.  20. Mektubda, dördüncü kelimenin izahında: “Ehadiyet ise, her bir şeyde Halık-ı külli şey’in ekser esması (çoğu ismi) tecelli ediyor demektir.” diyerek buna işaret etmiştir.

Üstad Bediüzzaman 20. Mektubda, dördüncü kelimenin izahında: “Vahidiyet (birlik) ise, bütün mevcudat birinindir ve birine bakar ve birinin icadıdır demektir.” diyerek vahidiyeti çokluk üzerinde görünen birlik olarak açıklamıştır. Yani o çok ferdlerin her biri aynı zatın eserleri olduğu kesretli ellerden çıkmadığı görünüyor.

7. Şuada vâhidiyet için şöyle bir misal verir:  Nasıl ki, güneşin ziyası, mukabilindeki (karşısındaki) umum eşyayı  ihata etmesiyle (kuşatmasıyla) vahidiyete bir misal olduğu gibi….. elbette o ihatalı ziyayı gören adam arzın güneşi Vahid’dir. Bir tektir. Diye hükmeder. Aynen öyle de Rahmân’ı zülcemalin rahmeti dahi ziya gibi umum eşyayı ihata etmesi o Rahmân’ın vahidiyetini ve hiçbir cihette şeriki bulunmadığını gösterdiği gibi…”

Ehadiyete de şöyle misal verir: “Her bir şeffaf cüzde ve su katrelerinde güneşin ziyası ve harareti ve ziyasındaki yedi rengi ve bir nevi gölgesi bulunması ehadiyet misalini gösterir. Ve her bir şeyde hususan zihayatta ve bilhassa her bir insanda, o Sani’in  ekser esması onda tecelli ettiği cihetle (yine) ehadiyeti gösterir.” (20. Mektub),

Ehadiyet, Allah’ın bütün isimleri ve sıfatlarıyla her bir şeye yakın ve her bir şeyin yanında hazır ve nazır olması demektir. Bunu 7. Şua’da şöyle anlatır:

“Her parlak şeyde hatta katrelerde güneşin ışıklı, hararetli aksini müşahede eden o adam güneşin ehadiyetini yani bizzat güneşi sıfatlarıyla her şeyin yanındadır. Ve her şeyin ayine-i kalbindedir diyebilir. (Aynen öylede) her şeyde hususan her bir zihayatta ve bilhassa insanda o cemiyetli rahmetin perdesi altında o Rahmân’ın ekser isimlerinin ışıkları ve bir nevi cilve-i zatiyesi bulunarak her ferde bütün kainata baktıracak ve münasebettarlık verecek bir cemiyet-i hayatiye vermesi dahi o Rahmân’ın ehadiyetini ve her şeyin yanında hazır ve her şeyin her şeyini yapan O olduğunu ispat eder.”

Aynı manayı 20. Mektubda şöyle anlatmıştır:“(tecelli-i ehadiyet) yani sani-i Zülcelal cisim ve cismani olmadığı için zaman ve mekân onu kayd altına alamaz. Kevn-ü mekân O’nun şuhuduna ve huzuruna müdahele edemez. Ve vesait ve ecram O’nun fiiline perde çekemez. Teveccühünde tecezzi ve inkisam olmaz. Bir şey bir şeye mani olmaz. Hadsiz efali bir fiil gibi yapar. Onun içindir ki, çekirdekte koca bir ağacı manen derc ettiği gibi bir alemi bir fertte derc edebilir. Bütün alem bir tek ferd gibi dest-i kudretinde çevrilir. (…) Şu kainatın Sani-i zülcelalinin nur olan bütün sıfatıyla ve nurani olan bütün esmasıyla teveccüh-ü ehadiyet sırrıyla öyle bir tecellisi var ki, hiç bir yerde olmadığı halde her yerde hazır ve nazırdır. Teveccühünde inkisam olmaz. Aynı anda her yerde külfetsiz, müzahemesiz her işi yapar.”

Netice şudur: Vahidiyet her şeyin yaratıcısının bir olduğunun, her şey ya da çok şeyler üzerinde görünmesidir. Burada birden fazla hâlık ve Rab olmadığının görünmesi vardır. Bu da Allah’ın her şeye her şeyden yakın olması demek olan akrebiyetin bir neticesidir.

Ehadiyette ise, her bir tek şeyde, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecelli etmesiyle, onun yanında hazır ve nazır olduğunun ve onun eseri olduğunun görünmesidir.

Vahidiyet, çoklukta; ehadiyet, tek şeylerde Allah’ın varlığının ve birliğinin görünmesidir.  


Yorum Yap

Yorumlar