’Şiddetli bir ihtarla bildim ki, sen ve Ahmed Feyzi, Nurun mesleği olan mübareze etmemek ve ehl-i dünya ile uğraşmamak ve siyasete girmemek ve yalnız lüzum-u kat’î olduğu zaman kısaca müdafaa etmek haricinde, pek ziyade ve zararlı, mübarezekârâne ve siyasetvâri mahkemedeki okuduğunuz parçalar Nurlara çok zarar vermiş. Hattâ bizim cezamıza ve benim sıkıntılarıma sebebiyet vermiş.’’ Üstadın sen dediği kimdir? Abiler aralarında tartıştığı için mi üstad onları uyarıyor?
Sen dediği o zaman hapiste bulunanlardan biri ama katî olarak şudur diyemiyoruz.. Anlaşılan o ki, müdafaalarında bir miktar rejime ve rejimin sahiplerine ilişerek siyasete girmişler. Tartıştıkları için değil, siyasî üslub kullandıkları için uyarılmışlar.