Uhuvver Risalesinde geçen, "Hakikat nazarında zulümdür" ifadesini nasıl anlamalıyız? Burada geçen hakikatten maksat nedir?
Üstad Bediüzzaman Hazretleri Uhuvvet Risalesinde bir mü’mine kin ve düşmanlık beslemenin hakikat noktasında zulüm olduğunu söyleyerek konu hakkında şu izahlarda bulunmaktadır.
“Birinci Vecih: Hakîkat nazarında zulümdür. Ey mü’mine kin ve adâvet besleyen insafsız adam! Nasıl ki sen bir gemide veya bir hânede bulunsan, seninle beraber dokuz ma‘sûm ile bir cânîvar. O gemiyi gark ve o hâneyi ihrâketmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zâlimliğini semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hatta bir tek ma‘sûm dokuz cânîolsa, yine o gemi hiçbir kānûn-u adâletle batırılmaz.
Aynen öyle de, sen bir hâne-i Rabbâniye ve bir sefîne-i İlâhiyeolan bir mü’minin vücûdunda, îmân ve İslâmiyet ve komşuluk gibi, dokuz değil, belki yirmi sıfât-ı ma‘sûme varken, sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir cânîsıfatı yüzünden ona kin ve adâvet bağlamakla o hâne-i ma‘nevî-i vücûdun ma‘nen gark ve ihrâkına, tahrîb ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şenî‘ ve gaddar bir zulümdür.[1]”
Hakikat; kısaca bir şeyin iç yüzü, gerçeği ve mahiyetinin ne olduğu gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri bir mü’mine düşman olup kin besleyenin hakikat noktasında büyük bir zulüm işlediğini vurgulamaktadır. Burada mü’min olan bir kişiye düşman olmanın aslında ne manaya geldiği işin hakikat kısmıdır.
Şöyle ki; bir Müslüman kendisine bir zararı dokunması sebebiyle kendisini haklı görerek başka bir Müslümana düşman olur, kin tutar. Lâkin Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu düşmanlığın kendisinin maruz kaldığı ve düşman olmasına sebep olan cürümden kat be kat daha büyük bir cürüm yani yanlış olduğunu ifade ederek adaletsiz davrandığını ve bu sebeple zulmettiğini vurgulamaktadır.
Bir Müslümanda iman, ibadet, İslâm gibi birçok güzel haller ve yüzlerce güzel sıfatlar vardır. Bütün bunların arasında yalnızca bir hususundan dolayı karşılaştığı rahatsızlığı bahane edip diğer yüzlerce güzel sıfatı görmeyip o kişiyi kötü olarak nitelendirmek, düşmanlık etmek o cürümden daha büyük bir zulümdür. Bunu yapan kişi, bir gemide bulunan bir cani yüzünden diğer dokuz masumu görmeyip o gemiyi batıran zalim bir insana benzer. O denli zalim olur, diyerek din kardeşine düşmanlık beslemenin ne anlama geldiğini göstererek, hakikate işaret etmektedir.
[1] Bedîüzzaman Saîd Nursî, Mektubât, Altınbaşak Neşriyat, Isparta,2015 s. 108