Soru

Tevhidi İmani Tevhidi Kulubü ister

"Evet, tevhîd-i îmânî, elbette tevhîd-i kulûbü ister. Ve vahdet-i i‘tikād dahi, vahdet-i ictimâiyeyi iktizâ eder." 

Cümlesini izah eder misiniz?

Tarih: 12.05.2016 16:49:09
Okunma: 6004

Cevap

Bahse konu olan yer şöyledir:

"Evet, tevhîd-i îmânî, elbette tevhîd-i kulûbü ister. Ve vahdet-i i‘tikād dahi, vahdet-i ictimâiyeyi iktizâ eder. Evet, inkâr edemezsin ki, sen bir adamla beraber bir taburda bulunmakla, o adama karşı dostâne bir râbıta anlarsın. Ve bir kumandanın emri altında beraber bulunduğunuzdan, arkada­şâne bir alâka telakkî edersin. Ve bir memlekette beraber bulunmakla, uhuvvetkârâne bir münâsebet hissedersin. Halbuki îmânın verdiği nûr ve şuûr ile ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-yı İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifâk râbıtaları ve uhuvvet münâsebetleri var. Meselâ, her ikinizin Hâlik’ınız bir, Mâlik’iniz bir, Ma‘bûd’unuz bir, Râzık’ınız bir, bir bir, bine kadar bir bir. Hem peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir, bir bir yüze kadar bir bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir, ona kadar bir bir. Bu kadar bir birler vahdet ve tevhîdi, vifâk ve ittifâkı, muhabbet ve uhuvveti iktizâ ettiği ve kâinâtı ve küreleri birbirine bağlayacak ma‘nevî zincirler bulundukları halde; şikāk ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercîh edip mü’mine karşı hakîkî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o râbıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbâb-ı muhabbete karşı bir istihfâf ve o münâsebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i‘tisâf olduğunu, kalbin ölmemiş ise, aklın sönmemiş ise anlarsın!" (22. Mektup, Uhuvvet Risalesi)

Aslında cümlenin devamında izahat vardır. 

Aynı şeylere iman etmek veya imandaki birlik, kalplerin de birliğini ister. İtikat edilen şeylerde birlik varsa yani aynı şeylere inanılıyorsa toplumun birliğini gerektirir demektir. Mesela aynı Allah'a iman ediyoruz. O'nun 1001 ismi adedince birliğimiz var. Sonra aynı kitaba, aynı peygambere, aynı dine inanıyoruz. Hepimiz beş vakit namaz kılıyoruz. Yine ramazan orucu tutyoruz. Aynı kıbleye yöneliyoruz. Bunlar ve benzeri birlik ve beraberlik, kardeşliği ve kalplerin de birliğini gerektirir. 


Yorum Yap

Yorumlar