Soru

Tesettürle Alakalı İnen Ayetlerin Sırası

Tesettürle ilgili ilk nazil olan ayet Ahzab suresi 59 mu yoksa Nur suresi 31. ayet midir? Bu ayetlerin iniş sırası ve nüzul sebepleri hakkında bilgi verir misiniz?

Tarih: 3.05.2025 12:11:16

Cevap

Tesettürle ilgili ilk nazil olan ayet, Ahzab Suresi 59. ayettir. Bu ayet Medine döneminde inmiştir. Hicabın (dış örtü, cilbab) farz kılınmasını ifade eder ve meali şöyledir: "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Dış elbiselerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınması ve incitilmemeleri için daha uygundur. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."[1] Bu ayet, kadınların dışarı çıktıklarında vücut hatlarını belli etmeyen dış örtü giymelerini emreder.

Nur Suresi 31. ayet daha sonra nazil olmuş ve ev içinde kıyafet kuralları, ziynetin kimlere gösterilebileceği, başörtüsünün (hımar) nasıl kullanılacağı gibi detayları getirmiştir: "...Mümin kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve ziynetlerini açmasınlar; ancak kendiliğinden görünen kısmı müstesna. Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler..."[2]

Bu iki sure de Medine de nazil olmuştur. Ahzap suresi nazil olan 90. Suredir. Nur suresinin nuzul sırası ise 102'dir.

İslam'da ahkâmın/hükümlerin tesisinde hep tedrîcilik usulü gözetilmiş, emredici ve belirleyici hükümler bir anda tesis edilmemiş, içki meselesinde de olduğu gibi hükümler hep bir süreç içinde tanzim ve tesis edilmiştir. Ahzab Suresi ahkâm cihetiyle hem şumûlü hem gerekçesi itibarıyla Nur Suresine göre çok daha dar ve muhtasar bir mahiyettedir.

Gerek Fahreddin-i Razi’de gerekse Elmalı’da yapılan izahat, tesettür noktasındaki ilk adımın hür kadınların cariyelerden ayrışmasını, böylelikle kötü niyetli kimselerce töhmet altına alınmaktan, hür oldukları anlaşılıp eza edilmemelerini daha fazla temin edeceği maslahatına matuftur. Hatta Hz Ömer’in bu noktada dışarda örtünen bir cariyeye değneğiyle dürterek hür kadınlar gibi örtünmekten men ettiğine dair rivayet vardır.

Hem Ahzab 59. ayetinin sebeb-i nüzulünde Hz Ömer’in, Efendimiz’den (sav) bu istikamette hususan ezvac-ı tahiratı sakınan bir talebi olduğu rivayet edilir. Halbuki Nur süresi, tesettürü daha umumi ve mufassal surette hem tarif hem bütün kadınları kuşatıcı olarak emretmiştir. 

Sahih-i Buhari, 2.cilt Kitabu’l-Vudu Sh. 128

120. Hadis Hicâb Âyetinin Sebeb-i Nüzûlü Hakkında Hazret-i Âişe Hadisi

‎أنا عائشة أن أزواج النبي صعم كن يخرجن بالليل إذا تبرّ زن إلى المناصع وهو صعيدافيح فكان عمر يقول للنبي صعم احجب نسائك فلم يكن رسول الله صعم يفعل فخرجت  سردة بنت زمعة زوج النبي صعم ليلة من الليالي عشاء وكانت امرأة طويلة فناداها عمر ألا قد عرفناك يا سودة حرصاً على أن ينزل الحجاب فأنزل الله عز وجل الحجاب

T e r c ü m e s i

Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: Resûlullah’ın (sav) eşleri, gece ihtiyaçlarını gidermek için (Medine’nin dışında bulunan) “Menâsı” isimli açık bir alana giderlerdi. Hz. Ömer (ra), Peygamber Efendimiz’e (sav) “Kadınlarını ört, yani evden çıkmalarına engel ol” derdi. Ancak Peygamber Efendimiz, bu konuda Allah’tan vahiy gelmesini beklediği için onun dediğini yapmazdı. Sonra müminlerin annelerinden Sevde bint Zem’a, bir gece yatsı vakti dışarı çıktı. Sevde uzun boylu bir hanımdı. Hz. Ömer, kadınların örtünmesiyle ilgili bir ayetin inmesini o kadar çok istiyordu ki, onu görünce “Ey Sevde! Bil ki seni tanıdık!” diye seslendi. Bunun üzerine Allah Teâlâ, hicab (örtünme) ayetini indirdi.[3]

Hicab (örtünme) ile ilgili ayetler üç aşamada nazil olmuştur:

1. el-Ahzâb, 33/59: “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle; dışarı çıkarken üstlerine dış giysilerini alsınlar.” Bu ayetle kadınların yüzlerini örtmeleri emredildi.

2. el-Ahzâb, 33/53: “Onlardan (Peygamber’in eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin.” Bu, evdeki kadın bölümü (haremlik) ile erkek bölümü (selamlık) arasına perde konulmasını emreden ayettir.

3. en-Nûr, 24/31 ve el-Ahzâb, 33/33: “Mümin kadınlara söyle; gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, süslerini göstermesinler... Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar...” “Evlerinizde vakurca oturun, cahiliye dönemindeki gibi süslenerek dışarı çıkmayın.” Bu ayetlerle de zaruri bir dinî ihtiyaç olmadıkça kadınların evlerinden çıkmaları yasaklandı. Hatta bazı müminlerin anneleri, vücutlarının karartısı bile görünmesin diye çok dikkatli davranırlardı.

Müminlerin anneleri, ihtiyaçları gereği önce açık alandaki Menâsı’a çıkar, ancak gece karanlığı olmadan bunu yapmazlardı. Hicab ayeti indikten sonra ise yine dışarı çıkarlardı ama tamamen örtünerek. Buna rağmen vücutlarının silueti uzaktan seçilebildiği için Hz. Ömer bundan rahatsızlık duyardı. Daha sonra evlerde tuvaletler yapılınca dışarı çıkmaya tamamen gerek kalmadı.

Hz. Ömer, Peygamber Efendimiz’e (sav) hanımlarının dışarı çıkmaması için birçok defa rica etmişti. Nihayet hicab ayetleri nazil oldu. Bu da, Hz. Ömer’in görüşünün daha sonra inen vahiylerle örtüştüğü durumlardan biridir. Bu tür misaller, onun görüşlerinin Allah’ın vahyiyle on bir ya da bazılarına göre yirmi iki kez örtüştüğünü gösterir. Bu tür durumlara “muvâfakāt-ı Ömer” denir.


[1] Ahzab, 33/59

[2] Nur, 24/31

[3] Sahih-i Buhari, Kitabu’l-Vudu 13, c.2, s.128


Yorum Yap

Yorumlar

Allah razı olsun
Gönderen: AYSENUR OLGAC
Tarih: 9.05.2025 13:49:38