Soru

Televizyon İzlemek

Evimde televizyon var. Ve ona saatlerce bakmak beni rahatsız ediyor. Bir yandan da nefsime söz geçiremiyorum. Eşime televizyonu tamamen kaldırsak diyorum pek yanaşmıyor. Televizyon izlemenin dini açıdan yorumunu merak ediyorum. Siz ne önerirsiniz?

Tarih: 17.04.2021 22:18:23
Okunma: 960

Cevap

Televizyon seyretmenin hükmü, durumlara göre değişir:

1) Bu seyir bazen ibadet olur; yapılan ders ve sohbetlerle dinimizi ve İslamiyeti veya dünyamıza faydalı olabilecek bilgileri öğrenmek gibi.

2) Bazen de mübah olur; Günahlara girmeden haber, belgesel vs. bazı programları izlemek gibi.

3) Bazen de haram olur. Bakılması haram olan görüntülere bakmak ile itikadı bozucu ve günahlara teşvik eden programlara bakmak gibi.

Eğer kişi, televizyon seyrederken bakılması haram olan görüntülere bakarak günahlara giriyorsa, o günahların kişinin kılmış olduğu namaz ve yapmış olduğu ibadetin üzerine büyük tesiri vardır. Çünki hadis-i şeriflerde:

“Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O kimse artık sevap işleyemez olur.”[Bezzar] 

“Günah işleyince kalbde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe edilirse o leke silinir. Günahlara devam edilirse, o leke büyür ve kalbinin tamamını kaplar.”[Nesai]

“Derdiniz günahlardır, devası istiğfardır.” [Deylemi] buyrulmuştur.

Bediüzzaman Hazretleri de bu hadis-i şeriflerin hakikatlerin şu şekilde ifade eder:
“Evet, günah kalbe işleyip, kalbi siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-ı imanı kalpten çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük manevî bir yılan olarak ısırır.” (Lem’alar,4)
   
Ayet-i Kerime’de:

“Artık kim zerre kadar bir hayır yapıyorsa, onu görecek! Kim de zerre kadar bir şer işliyorsa, onu görecek!” (Zilzal,7-8) buyrulduğundan, kişinin kıldığı namaz ve hatta işlediği en ufak bir hayır dahi hesap gününde sevap kefesine konulur.  Ve işlediği bütün günahlar hatta en ufak bir fenalık dahi, günah kefesine konulur. Kişi hasenat ve seyyiatının ağırlığına göre muamele görür. Günahlar, nefsanî hisleri kuvvetlendirdiğinden, dünyada dahi namaz kılma ve ibadet etme şevkini kırar. Aynı zamanda namaz ve ibadet sevabını yok eder. Dolayısıyla, günahlar namazın kabulüne engel olmamakla birlikte, kişinin zamanla namazı terk etmesine hatta küfre kadar gitmesine sebeb olabilir.

Bir hadis-i şerifte:

"Üç haslet vardır. Bunlar kimde varsa îmanın tadını duyar;

1-Allah ve Rasûlü’nü (bu ikisi dışında kalan) her şeyden ve herkesten daha çok sevmek.

2-Bir kulu sırf Allah rızası için sevmek.

3-Allah, (kendisini) îmansızlıktan kurtarıp İslâm'ı nasib ettikten sonra tekrar küfre, inançsızlığa düşmekten, ateşe atılmaktan korktuğu gibi korkmak." (Müslim, Îman, 67) buyrulmuştur.

Evet, küfre düşmekten korkmak, küfre giden yolları terk etmek ile olur. Küfre giden yollar ise günahlardır.

“Kul zararlı olan şeye düşmekten korkarak, zararsız olanı terk etmedikçe takva sahiblerinden olamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 20)


 


Yorum Yap

Yorumlar