6. Sözde geçen "Ve ey dil, iyi tat! Bir tavla kapıcısı ve bir fabrika yasakçısı nerede, hazîne-i hâssa-i rahmet nâzırı nerede?" cümlesini izah eder misiniz?
Tavla, lügatte şöyle geçmektedir: Hayvan bağlanan ahır.
Sanat ansiklopedisinde tavla: Hayvanların tavlanması, yani istirahat edip çalışacak kıvama gelmesi, kuvvet ve tâkat kazanması için beslendiği yer şeklinde tarif edilmiştir.
Başka bir lügatte ise tavlanın anlamı şöyledir: Çevrenin atlar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla inşa edilen at barınağı.
6. Sözdeki yere gelirsek, bahse konu olan yer şöyledir:
"Meselâ dildeki kuvve-i zâikayı(tat alma duygusunu), Fâtır-ı Hakîm’ine satmazsan, belki nefis hesabına mide nâmına çalıştırsan, o vakit midenin tavlasına ve fabrikasına bir kapıcı derekesine iner, sukūt eder. Eğer Rezzâk-ı Kerîm’e satsan, o zaman dildeki kuvve-i zâika, rahmet-i İlâhiye hazinelerinin bir nâzır-ı mâhiri ve kudret-i Samedâniye matbahlarının bir müfettiş-i şâkiri rütbesine çıkar. İşte ey akıl, dikkat et! Meş’ûm bir âlet nerede, kâinât anahtarı nerede? Ey göz, güzel bak! Âdî bir kavvâd nerede, kütübhâne-i İlâhînin mütefennin bir nâzırı nerede? Ve ey dil, iyi tat! Bir tavla kapıcısı ve bir fabrika yasakçısı nerede, hazîne-i hâssa-i rahmet nâzırı nerede?"
Yani dil eğer nefis hesabına çalıştırılırsa, o zaman bir ahır veya fabrika belçisi derekesine düşüyor. mide ise bir ahır veya fabrika gibi olmuş oluyor. Fakat Allah hesabına çalıştırılırsa, o zaman İlahi hazinelerin ve mutfakların nazırı ve müşettişi derecesine yükselmiş oluyor.