Sözlükte "selâm vermek, tâzimde bulunmak" anlamındaki tahiyye ile mescid kelimelerinden oluşan tahiyyetü'l-mescid terkibi, mescide veya camiye girildiğinde kılınan nâfile namazı ifade eder.[1]
Tahiyyetü’l-mescidin meşruiyeti sünnet ve icmâ ile sabit olmakla beraber[2] Tahiyyetü’l-mescid namazının, camiye girildiğinde kılınması sünnettir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), söz konusu namazla ilgili olarak şöyle buyurmuştur;
“Sizden biriniz mescide girdiğinde oturmadan iki rek‘at namaz kılsın.” [3]
Âlimler bu hadiste geçen emrin vücûba (kesine emir) değil nedbe (mendub) delâlet ettiğini, dolayısıyla tahiyyetü’l-mescidin mendup/müstehap sünnet olduğunu söylemiştir.[4]
Tahiyyetü’l-mescid namazı Hanefîler'e göre iki veya dört, Mâlikîlere göre ise iki rek'at kılınır. Şâfiîlere göre aslolan iki rek'at olmakla birlikte Şâfiî ve Hanbelîler bu niyetle istendiği kadar namaz kılınabileceğini ifade etmişlerdir.
Hanefî, Mâlikî ve Hanbelîler, nâfile namaz kılmanın mekruh sayıldığı vakitlerde (kerahet vakitlerinde) tahiyyetü’l-mescid namazının kılınamayacağı kanaatindedirler. Şâfiîlere göre tahiyyetü’l-mescid mutlak değil sebebe bağlı nâfile namazlardan olduğu için bu vakitlerde de kılınabilir.[5]
Ezân okunduğu sırada mescide giren kimsenin bu namazı kılması Hanefîler'e göre mekruh iken Şâfiîlere göre mekruh değildir. Müezzin kāmet getirirken veya cemaatle namaza başlandığında mescide giren kişinin tahiyyetü’l-mescid kılmasının keraheti hususunda fakihler görüş birliği içindedir.
Hanefîler ve Mâlikiler cuma namazında hatip minberde iken mescide giren kimsenin oturup hutbeyi dinlemesi gerektiğini ve tahiyyetü’l-mescid kılmasının mekruh olduğunu söylemiştir. Şâfiîler ve Hanbelîlere göre ise uzatmamak ve iki rek‘atı geçirmemek şartıyla kılınmalıdır.[6]
Mescide giren kişinin, meşguliyet veya kerâhet vaktinin girmesi gibi sebeplerle bu namazı kılamaması durumunda, “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü va’llâhü ekber” demesi müstehaptır; bazı âlimler buna “ve lâ havle ve lâ kudrete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm” cümlesini de eklemiştir.
Tahiyyat’ül Mescid namazında okunması muayyen bir sure yoktur. Nafile bir namaz gibi arzu edilen sureler okunabilir.
[1] Fahrettin Atar, “Tahiyyetü’l-Mescid”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi,TDV Yayınları, İstanbul 2010, c.39, s. 410.
[2] Nevevî, el-Minhâc fî şerḥi Saḥîḥi Müslim b. el-Ḥaccâc, Kahire 1929-30, c.3, s.34
[3] Buhârî, Salât, 60 [444]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 69 [714]
[4] Nevevî, el-Minhâc fî şerḥi Saḥîḥi Müslim b. el-Ḥaccâc, Kahire 1929-30, c.2, s. 172
[5] Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, 1/311
[6] Fahrettin Atar, “Tahiyyetü’l-Mescid”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi,TDV Yayınları, İstanbul 2010, c.39, s. 410.