Rabbimizin kâinata koymuş olduğu kanunlar/yasalar vardır. Allah'ı inkar eden tabiatçılar bu kanunların tabiat tarafından oluşturulup kontrol edildiğine inanıyorlar. Ve bu kanunlar içinde dünyanın her yerinde en aktif ve kuvvetli olanları salabet yani sertliğin yumuşaklığa üstünlüğü ve hararet yani ateşin yakıcılığı yasalarıdır.
Bediüzzaman Hazetleri de bu kanunların tek başına iş yapamayacağını ve onların Allah'ın kontrolünde olduğunu ispat etmek için tabiatperestlerin en çok güvendiği salabet (sertlik) ve hararet( ateş) kanunlarının bile Allah'ın emrinde ve izninde hareket ettiklerini vurguluyor.
Yani sert olan bir cismi yumuşak olan bir cismin delmesinin veya parçalamasının mümkün olmadığı halde ince ve ipek gibi yumuşak bitki ve ağaç köklerinin sert olan taş ve toprağı delip geçmesini ve yer altında yerleşmesini nazarlara vermektedir.
Hem ateşin yaş olan bir şeyi kurutup yakması gerekirken ağaçların ve bitkilerin incecik nazenin yaprakları aylarca yakıcı ve kavurucu güneşe karşı meydan okur gibi yaş kalmaları, kuruyup yanmamaları da tabiata tapanlara kuvvetli bir tokat gibidir.
Hem sert olan taş ve toprak hem de güneş hal diliyle şöyle demektedirler: Bizler ancak sonsuz kudret sahibi Allah'ın emriyle hareket ederiz. İncecik kökler tıpkı Hz. Musa (as) asâsını taşa vurduğunda su fışkırdığı gibi ben de Allah'ın izni ve emriyle yani Bismillah diyerek sert olan taş ve toprağı deler geçerim.
Yine kâğıt gibi ince ve narin olan yeşil yapraklar tıpkı İbrahim (as)'ın ateşe atılınca ateşin O'nu yakmaması gibi, aylarca güneşin yakıcı sıcaklığına karşı meydan okumaları ve yaş kalmaları (Bismillah demeleri) meydandadır.
Özetle; incecik kökler ve yeşil yapraklar tabiata tapanların en güvendikleri iki esası yani salabet ve harareti yerle bir edip mutlak yaratıcının Allah olduğunu bildirmektedirler. Ve her şeyin Allah'ın emri ve izni dairesinde hareket ettiğini kör gözlere dahi göstermektedirler. 1
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s.2