Soru

“Acaba bir saatçi, saatin çarklarını yapsın; sonra saati çarklarla tertîb edip tanzîm etsin, daha mı kolaydır? Yoksa hârika bir makineyi, o çarkların içinde yapsın; sonra saatin yapılmasını o makinenin câmid ellerine versin, tâ saati yapsınlar, daha mı kolaydır?

23. lema Tabiat Risalesi'nde geçen bu misali izah eder misiniz?

Tarih: 23.01.2025 11:53:04

Cevap

“Acaba bir saatçi, saatin çarklarını yapsın; sonra saati çarklarla tertîb edip tanzîm etsin, daha mı kolaydır? Yoksa hârika bir makineyi, o çarkların içinde yapsın; sonra saatin yapılmasını o makinenin câmid ellerine versin, tâ saati yapsınlar, daha mı kolaydır? Bu hâl imkân hâricinde değil midir? Haydi o insâfsız aklınla sen söyle. Sen hâkim ol![1]

Öncelikle bu misali özetlersek: Bir saatçi saat yapmak istiyor. Saat yapma konusunda usta olan bu kişi, çarkların çalışma prensibini ve saatin genel işleyiş sistemini çok iyi biliyor. Çarkları kendi eliyle yapıp, bu çarkları bir araya getirerek saati kursa, bu yöntem mi daha kolaydır? Yoksa her çark için, o çarkı üretecek bir makine icat etmesi, ardından bu akılsız ve şuursuz makineye çark yapma görevini bırakması mı daha kolaydır? Üstelik her bir parçanın üretimi için ayrı bir makine icat edilmesi ve tüm bu parçaları bir araya getirip çalıştıracak yeni bir makine daha tasarlanması gerektiğini düşünelim. Tüm bu süreç, tek tek makineler icat edilip kurulup işletildiğinde mi daha kolaydır? Bu iki yöntem arasında hangisinin daha kolay ve mantıklı olduğunu düşünelim.

Birinci Durum: Bir saatçi, saatin çarklarını tek tek yapar, sonra bu çarkları bir araya getirerek düzenler ve saati oluşturur. Bu süreç, bir ustanın bilgisi, iradesi ve maharetiyle gerçekleşir. Saatçi, her parçayı özenle yapar ve bunları bilinçli bir şekilde birleştirir. Bu ihtimalin hakikatine bakılırsa; Allah, her şeyi kudretiyle doğrudan yaratır ve düzenler. Tıpkı saatçinin saati yapması gibi, Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle kâinattaki her şey düzenlenir.

İkinci Durum: Hârika bir makine düşünelim. Bu makine, tamamen cansız, bilinçsizdir. Ancak saati yapma işi bu makinenin ellerine bırakılmıştır. Bu durumda, makine kendi kendine çarkları oluşturacak ve bunları düzenleyip saati yapacaktır. Bu ihtimalin hakikati; Eğer her şeyin yaratılması sebeplere veya tesadüflere (cansız makinelere) bırakılacak olsaydı, bu hem imkânsız olurdu hem de kâinattaki hikmet ve düzen açıklanamazdı. Veya Deistlerin iddia ettiği gibi kâinatı bir makine olarak yapıp, çarkların içine makineler (kanunlar) yerleştirip, her şeyi onlara bırakmış olsa bu hikmete zıt olur. Ayrıca böyle bir tercihin her basamağında Allah’ın ilim, irade ve kudretini inkâr etmek olacağından bu da tamamen batıldır.

Karşılaştırma:

Birinci Durum: Saatçinin, saati doğrudan yapması daha kolay ve daha makuldür. Çünkü işin arkasında bir bilge, irade sahibi bir sanatkâr vardır. Her adım, ustanın planına uygun şekilde ilerler.

İkinci Durum: Cansız, bilinçsiz bir makinenin saati yapması son derece zordur, hatta imkânsızdır. Çünkü bilinçsiz varlıkların kendiliğinden böyle bir düzen ve sanat ortaya koyması mümkün değildir.

Bir saat yapmak ile bir saati yapacak bir makineyi icat etmek arasındaki kıyas, işin karmaşıklığı, zorluk derecesi ve akılla anlaşılabilirliği açısından yapılır. Bu kıyası daha iyi anlamak için adım adım izah edelim:

Bir saat yapmak, belirli bir bilgi ve beceri gerektirir. Saatçi, gerekli çarkları, yayları, ibreleri ve diğer parçaları yapar ve bunları düzenli bir şekilde birleştirir. Burada ustanın bilgisi, iradesi ve mahareti devreye girer. Her şey bilinçli bir tasarımla gerçekleştirilir. Sonuç olarak, saatin düzgün çalışması, ustanın bu tasarım ve emeğinin bir sonucudur. Bu işlem, doğrudan ve net bir iştir. Usta, her şeyi kontrol ettiği için iş, planlı ve makul bir şekilde tamamlanır. Yani Allah, kâinattaki her şeyi doğrudan yaratan bir sanatkârdır. Tıpkı saatçinin saati yapması gibi, her şeyi hikmetle, planlı ve bilinçli bir şekilde yaratır. Bu açıklama, makul ve basittir.

Saati Yapacak Makineyi İcat Etmek ihtimaline geldiğimizde; Bir makine düşünelim ki, bu makine saatin tüm parçalarını kendi başına üretsin, onları birleştirsin ve bir saat ortaya çıkarsın. Bu durumda, öncelikle bu makinenin kendisi, çok daha karmaşık ve üstün bir düzenlemeye sahip olmak zorundadır. Makineyi yapacak olan kişinin hem saat yapmayı hem de böyle bir makinenin nasıl işleyeceğini en ince ayrıntısına kadar bilmesi gerekir. Dolayısıyla, bir saati yapacak makineyi icat etmek, saatin kendisini yapmaktan çok daha zor ve karmaşıktır. Böyle bir makineyi icat etmek, sadece saati yapmakla kıyaslandığında çok daha zordur, çünkü burada hem makineyi hem de saati tasarlamak gerekmektedir. Eğer kâinattaki düzen, bilinçsiz ve cansız sebeplerin (tabiat kanunları, tesadüfler gibi) eline bırakılırsa, bu sebeplerin, kâinatı yaratabilmek için kendi başlarına çok daha karmaşık ve mükemmel bir düzene sahip olmaları gerekir. Tıpkı bir saati yapacak makinenin, saatin kendisinden çok daha karmaşık olması gerektiği gibi. Bu da açıklaması imkânsız bir durumdur.


Yorum Yap

Yorumlar