"1-Senin vücudun kainatla, hususen rızık münasebetiyle, hususen beka-yı nev' itibarıyla alakadardır. Ve alış verişi vardır. 2-Senin vücudunda çalışan zerreler, o münasebeti bozmamak ve o alakadarlığı kırmamak için dikkat ediyorlar. Ve öylece ihtiyatla ayaklarını atıyorlar. Güya bütün kainata bakıyorlar. Senin münasebetini kainatda görüp, öylece vaziyet alıyorlar. 3-Sen zahiri ve batıni duygularınla, o zerrelerin o harika vaziyetlerine göre istifade edersin." Bu üç cümlenin izahını yapabilir misiniz?
Üç cümleyi beraber izah etmeye çalışalım
İnsan vücudu rızka muhtaç bir şekilde yaratılmıştır. Yani yaşamın devam etmesi için rızık dediğimiz yiyecek ve içecekleri almak zorundadır. İnsanlığın yaşamı içinde aynı kanun geçerlidir. Bu rızıklar ise kainat fabrikasından geliyor, yani gönderiliyor. Demekki insan vücudu bu itibarla kainatla alakadardır ve kainatla sürekli bir alış veriş içindedir.
İnsan vücudundaki zerreler bu kanun çerçevesinde hareket edip hayatlarını devam ettirirler. Bu düzeni devam ettirmek için çok hassas bir ölçü ile çalışırlar, yani çalıştırılırlar. Mesela göze gitmesi gereken bir zerre başka organa gitmiyor. Taki o denge bozulmasın .Eğer zerreler bu kanuna uymazlarsa bütün dengeler bozulur ve insanın hayatı devam etmez. İnsanın hayatı ancak bu mükemmel ölçü ile devam edebilir, aksi halde hayat devam etmez.
Zerreler bu kanunlara göre hareket edince mükemmel neticeler ortaya çıkıyor. Halbuki zerreler bu işleri ne için yaptıklarını bilmezler. Hatta ne yaptıklarını da bilmezler. Hatta insan da rızık olarak vücuduna aldığı bu zerrelerin yaptıkları işlerin binde birinden bile haberi yok. Sadece ağzına alıp çiğner ve mideye yollar, ondan sonra hangi zerre nereye gidecek ne iş yapacak hangi görevleri görecek vs. hiç birinden haberdar değildir. Halbuki zerrelerin bu davranışlarıyla hayatını devam ettiriyor.
Bu zerreler hem insan vücudunu hem kainat kanunlarını bilmeli ki bu düzen devam etsin. Oysa zerrelerin bunu bilmeleri mümkün değildir. Demek ki hem zerreleri hem insan vücudunu ve ihtiyacını, hemde kainatı bilen birisi zerrelere bu işleri yaptırıyor. Yani o zerreler birer memur gibi kendilerine emredileni yapıyorlar. Böylelikle insan da hem kainattan istifade etmiş oluyor hemde hayatını devam ettirmiş oluyor.