RİSALE-İ NUR

24.09.2025

130

Şuâât-ı Ma‘rifetü’n-Nebî (asm) Eserinin Hususiyetleri

Bu eser hakkında bilgi verebilir misiniz? Nerede ve ne zaman yazılmıştır? Konusu nedir? Risale-i Nur'da bahsi geçmekte midir? Hangi eser içinde bulunmaktadır?

* *

*** ***

18.10.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Şua kelimesi; güneşten veya bir ışık kaynağından uzanan ışık telleri, ışın manalarına gelmektedir. Örneğin güneş; ışığın kaynağı, şua ise o kaynaktan çıkan ışığın en küçük parçasıdır. Rezzak ismi rızkın kaynağı, bir bitki veya küçücük bir canlıya o rızkın verilmesi ise Rezzak isminin bir şuâ’ıdır.

Arapça dilbilgisinde -ât eki, getirildiği kelimeye çoğul manası verir. Şua ışın manasına gelirken, şuaat ise ışınlar manasına gelmektedir.

Bediüzzaman Hazretlerinin diğer risalelerinden ve erişebildiğimiz kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre; eserin yazılma tarihi miladi olarak 1921 yılıdır.

Eserin yazdılığı yer ise İstanbul'dur. Bediüzzaman Hazretlerinin Dârü’l-Hikmeti’l-İslamiye’de aza olduğu döneme denk gelmektedir. .Bu kanaate Hayrât Neşriyat tarafından 3 cild olarak çıkarılan ve orijinal mektuplarla desteklenen Tarihçe-i Hayat, Bediüzzaman ve Hayru'l Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak isimli eserdeki şu bölümden varmaktayız:

Hz. Üstad’ın 8. Lem’a’da verdiği tarih, Yeni Said’in başlangıç tarihinin 1921 yılında olduğunu gösteriyor. O tarihte kendileri, İstanbul’da, Osmanlı’nın diyanet teşkilatı olan Meşihat’in âlimler kurulu, Dârü’l-Hikmeti’l-İslamiye’de aza idi. Hz. Üstad, 8. Lem’ada bu tarihi (hicrî olarak) şöyle verir: “Arabî (hicrî) tarih ile 1339 (miladi 1921) müthiş bir buhran-ı ruhî (ruhî dalgalanma) ve dehşetli bir heyecan-ı kalbî ve dağdağalı (sıkıntılı) bir teşevvüş-ü fikrî (fikrî karışıklık) geçirdiğim sıralarda, pek şiddetli bir sûrette Hazret-i Gavs’dan (Abdulkâdir-i Geylânî ks.dan) istimdad eyledim (manevî yardım istedim). Bir-iki yerde bahsettiğim gibi, “Fütûhül-Gayb” kitabı ile ve dua ve himmetiyle imdadıma yetişti ve o buhranı geçirdim.”1 

Şuâât-ı Ma‘rifetü’n-Nebî eseri, Bediüzzaman Hazretlerinin Eski Said dönemine ait bir eser olduğu için Risale-i Nur Külliyatına dahil olmayıp müstakil bir eserdir. Yani külliyatta diğer eserlerin içerisinde aranmaz. Fakat bu durum eserin istifade edilmesi gereken harikuladeliğine bir eksiklik getirmez. Risale-i Nur Külliyatı içerisinde eserden bahsedilen yerler ise şunlardır:

Şuâât-ı Ma‘rifetü’n-Nebî nâmındaki Türkçe bir risâlede ve On Dokuzuncu Mektûb’da ve şu sözde icmâlen işâret ettiğimiz delâil-i nübüvvet-i Ahmediyeyi beyân etmişim.2

Gāyâtü’l-gāyât olan ma‘rifetullâhın bir burhânı olan ma‘rifetü’n-Nebîyi Şuâât’ta bir nebze beyân ettik.3

Maksûdumuz ve matlûbumuz olan şu hakîkatin gayr-i mütenâhî berâhîninden yalnız dört burhân-ı küllîsini  îrâd ediyoruz. Birinci Burhân: Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’dır. Şu burhân-ı neyyirimiz Şuâât’da tenevvür ettiğinden, tenvîr-i müddeâmızda münevver bir mir’âttır.4

Birinci Katre:  Nübüvvet-i Ahmediyeyi isbat eden delîller ne ta‘dâd edilebilir ve ne de tahdîd edilebilir. Ehl-i tahkîk ve yüksek insanlarca beyânları hakkında yapılan tasnîfler pek çoktur. Acz ve kusurumla Şuâât isimli eserimde o şemsin bazı şuâ‘ları beyân edildiği gibi, Lemeât isimli diğer bir eserimde Kur’ân’ın i‘câz dereceleri kırka iblâğ edilmiştir.5

Şuâât-ı Ma‘rifetü’n-Nebî nâmındaki Türkçe bir risâlede ve On Dokuzuncu Mektûb’da ve şu Söz’de icmâlen işâret ettiğimiz, delâil-i nübüvvet-i Ahmediyeyi beyân etmişim.6

Geçen bir çok mütâlaa edilen nûr risâle ve Lemeât ve Şuâât’ın ve Mektûbât Lâhikaların bir kısım mütâlaa netîcesi ile düşünüldü.7

Şuâât-ı Ma‘rifetü’n-Nebî eserinde şu konulardan bahsedilmektedir:

1-Peygamber’in şahsiyet-i mâneviyesi. Yani sadece bir insan değil, bütün varlık âlemini temsil eden bir “insan-ı kâmil”.

2-Mucizeleri ve haber verdiği gaybî hakikatler. İnsanların aciz kaldığı olayların kendisine bahşedilip Rabbimiz tarafından desteklenmesi ve bilinmeyenlerden bahsetmesi.

3-Kur’ân’ın onun risaletine delil oluşu. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Sevgili Peygamberimiz (asm)’den ve vazifesinden bahsetmesi.

4-Ümmetinin şahs-ı manevîsi. Yani bütün ümmetinin onun davasını yansıtan bir cemaat oluşturması.

5-Rahmet yönü. İnsanlara karşı en merhametli, en sabırlı ve ümmetine en düşkün bir elçi olması.

6-Zâtının kâinattaki merkezi konumu. yani “Habibullah” olması itibarıyla yaratılış ağacının çekirdeği ve meyvesi oluşu.

  1. Tarihçe-i Hayat - Bediüzzaman ve Hayru'l Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, cilt 1, s.174

  2. Bediüzzaman Said Nursi, Zülfikar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 327

  3. Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 233

  4. Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 233

  5. Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 219

  6. Bediüzzaman Said Nursi, Beş Risale, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 39

  7. Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, cilt 3, s. 181


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız