Tuvalette ve benzeri yerlerde üzerimize veya elbiseye sıçrayan pislikler konusunda nasıl bir ölçü var?
93- Temiz olmayan şeyler: Gerek ağır olsun, gerek hafif olsun, maddî şeyleri kirletmek hususunda eşittirler. Bu yönden pislikler ağır ve hafif kısımlarına ayrılmaz. Ancak namazın sahih olmasına engel olmak veya olmamak bakımından bu iki kısım esas alınarak aşağıdaki hükümler uygulanır.
94- Ağır necaset sayılan bir şeyin: Katı ise üç gramdan, sıvı ise el ayasından daha geniş olan miktarı, giderilmesi mümkün olunca, namazın sıhhatine engel olur. Bu anılan ve ondan daha az olan miktarlar ise az necasettir, namazın sıhhatine engel olmaz; bağışlanmış sayılır.
Buna göre namaz kılanın elbisesinde veya ayaklarını basıp namaz kıldığı yerde, yaklaşık olarak üç gramdan çok katı olan ağır pislik bulunursa, onun namazı sahih olmaz. Secde ettiği yere gelince, bu hususda İmam Azam'dan iki rivayet vardır. İmam Muhammed'e göre, burada aynı mikdar necaset sebebiyle namaz sahih olmaz. Fakat İmam Ebû Yusuf'a göre sahih olur.
95- Hafif pisliğe gelince: Bunların bulaştığı beden organlarının ve elbiselerin dörtte birinden azı namaza engel olmaz. Bu az mikdar sayıldığı için bağışlanmıştır. Bu mikdardan fazla olan pislikleri gidermek mümkün olduğu zaman, namazın sıhhatına engel olurlar.
Yine: Bir meste bulaşan böyle hafif bir pislik, mestin topuklardan aşağı olan kısmının dörtte birinden az ise, bağışlanır; fazla ise bağışlanmayıp namaza engel olur.
İmam Ebû Yusuf'a göre, enine ve boyuna yalnız bir karış mikdarı bulaşması bağışlanmıştır. Bedenin ve elbisenin bundan fazlasına bulaşması namaza engel olur. Bununla beraber imkan olunca, bedenin, elbisenin ve namaz kılınacak yerin, pislik çok az bile olsa, temizlenmesi bir fazilettir. Bir pisliğin az bir mikdarı ile namaz kılınması sahih ise de keraheti vardır. Bunu gidermeden namaz kılmamalıdır. (Büyük İslam İlmihali- Ömer Nasuhi Bilmen)
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ağır necasetler katı ise 3 gram, sıvı ise el ayası dediğimiz avuç içi kadar olan kısmına müsaade edilmiştir. Fakat en güzeli tertemiz hiçbir necaset bulaşmamış elbiselerle Rabbimizin huzurunda olmaktır. Tuvalette taharet yapılırken de suyu etrafa ve çamaşırımıza sıçratmamak gerekir. Eğer sıçramış ise o su temiz olmayabilir, onun için çamaşırın değiştirilmesi daha güzeldir. Bu sıçrama avuç içi kadar ise fetva noktasında ona müsaade vardır. Fakat en güzeli vesveseye düşmeden elbise ve iç çamaşırları tertemiz tutabilmektir.