Vehbe Zuhayli bu konuda şöyle demektedir;
“Hz. Peygamber ailesine zekât ve sadakalar haramdır. Çünkü zekatlar insanların mallarının kirleridir. Hz. Peygamberin (a.s.) ailesine beytülmaldeki ganimetlerin beşte birinden yetecek kadar harcama yapılır.[1] Bunun dayandığı delil Hz. Peygamber (a.s.)'ın şu hadisidir: “Âl-i Muhammed için sadaka uygun olmaz. Sadaka ancak insanların kiridir.”[2]
Ömer Nasuhi Bilmen de şunları aktarmaktadır;
“Haşim Oğulları ile bunların azatlılarına zekât verilemeyeceği gibi, öşür, adak, kefaret benzeri diğer sadakalar da verilemez. Zekât ve bunun cinsinden sayılan şeyler, insanların yıkantısı sayılır. Haşim oğullarının şeref ve kıymeti böyle bir şeyi kabulden beridir… Bu şahısların, ihtiyaçlarına göre, Hazinenin ganimetler kısmından payları vardır. Bu paylarını almadıkları takdirde, ihtiyaçtan kurtulmaları için, kendilerine zekât verilebileceğini söyleyen fıkıh alimleri de vardır.[3]
Hanefî alim el-Aynî ise vacip (farz) sadakaların Benû Haşim’e dört mezhep imamının icma’ ile caiz olmadığını belirtir, ancak Ebû Hanife’ye (ö.150/767) göre Haşimîlere ganimetin beşte birinin beşte biri verilmediği zaman zekat verilebileceğini, Ebû Yusuf’a (ö.182/798) göre Haşimînin Haşimîye zekat verebileceğini nakletmektedir.[4]
Nitekim Sevgili Peygamberimiz ’den gelen bir hadis-i şerifte şöyle aktarılmaktadır;
“Hasan b. Ali sadaka hurmalardan bir hurma aldı, onu ağzına koydu. Resulullah şöyle dedi: Onu bırak, at. Bizim sadaka yemediğimizi bilmelisin.”[5]
Bu hadisin başka tarzlarında Resulullah’ın şöyle dediği kaydı vardır:
“Sadaka bize helal olmaz.”[6] “Sadaka Peygamber ve Ehl-i Beyti'nden hiç kimse için helal olmaz.”[7] “Sadaka Âl-i Muhammed’e helal olmaz.”[8]
Başka bir hadiste ise şöyle aktarılmaktadır;
İbn Abbas'tan rivayete göre o şöyle dedi: Bana Selman şöyle söyledi: "Resulullah'a yiyecek (taam) getirdim, dedim: Bu sadakadır, ben memlüküm. Peygamber, ashabına ondan yemelerini emretti, kendi onlarla yemedi. Sonra ona yine yiyecekle geldim, dedim: Bu sana hediyemdir, onunla ikramda bulun, çünkü senin sadaka yediğini görmüyorum. Peygamber, ashabına ondan yemelerini emretti ve kendi de onlarla birlikte yedi."[9]
Ancak fakihler, Resûl-i Ekrem’in yakınlarının kimler olduğu hususunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Hanefi ve Hanbelilere göre kendilerine zekât ve sadaka haram olan Haşimoğluları şunlardır: Abbbasoğulları, Alioğulları, Caferoğulları, Akiloğulları, Haris b. Abdilmuttaliboğulları… Şafiiler de Haşimoğulları ve Muttaliboğulları hakkında aynı hükmü vermişlerdir. Bunun dayandığı delil şu hadis-i şeriftir: "Haşimoğulları ile Muttaliboğulları aynı şeydir. Bu sözü söylerken parmaklarını birbirine geçirdi.”[10]
Bütün bunlarla beraber Ömer Nasuhî Bilmen’in ve Aynî’nin de Ebu Hanife’den aktardığı minvalde seyyidlerin geçim ihtiyaçları öncelikle devlet hazinesinden ve ele geçen ganimetlerden karşılanır. Eğer bu kaynaklardan ihtiyaçları karşılanamazsa, bu durumda kendilerine zekât verilmesine izin verilir. Bunun hikmeti, Haşimoğulları’nın zor durumda kalmalarını önlemek ve ihtiyaçlarının temin edilmesini sağlamaktır.[11]
Günümüzde ise devlet hazinesinden onlar için bir bütçe ayrılmadığı için caiz olduğunu söyleyenler vardır.
[1] Vehbe Zuhayli, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Risale Yay., İstanbul 1990, s. 370
[2] Müslim, Zekat, 167; Neseî, Zekat, 95, Fey, 15; Malik, Muvatta, Sadaka, 13, 15; Ahmed b. Hanbel, III, 402.
[3] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, Bilmen Yayınları, İstanbul ts., 341
[4] , Bedreddin Aynî, Ebû Muhammed Mahmud b. Ahmed, el-Binaye fî Şerhi’l-Hidaye, Beyrut 1980, III, 218- 219.
[5] Müslim, Zekat, 161, Buharî, Zekat, 60.
[6] Müslim, Zekat, 161.
[7] Ahmed b. Hanbel, I, 200
[8] Ahmed b. Hanbel, II, 279.
[9] Ebu Ubeyd, Kasım b. Selam, Kitabu'I-Emval, thk. Muhammed Halil Heras, Beyrut 1986,557.
[10] Vehbe Zuhayli, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Risale Yay., İstanbul 1990, s. 370; Mehmet Erkal, “Zekât”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2013). s.197
[11] Vehbe Zuhayli, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, Risale Yay., İstanbul 1990, s. 370