Muhtelif Meseleler

30.11.2025

4

Seyyid Ahmed Rifai Hazretleri'nin Hayatı ve Makamı

05.12.2025 tarihinde soruldu.

Cevap

Seyyid Ahmed Rifai Hazretleri, 1118 yılında Bağdat ile Basra arasında bulunan Bataih bölgesinde Ümmüabide köyünde dünyaya gelmiştir. Rifai Hazretleri henüz 7 yaşındayken babasını kaybetmiştir. Seyyid Rifai Hazretlerinin eğitimini devrin büyük sufilerinden olan dayısı Mansur el-Betaihi üstlenmiştir.[1]

Seyyid Ahmed Rifai Hazretleri küçük yaşlarda ilim tahsiline başlamıştır. Ali Ebü’l-Fazl el-Vâsıtî ve diğer bazı âlimlerden ilim tahsil etmiş ve icazet almıştır. Kendisine icazet veren hocası Ali Ebü’l-Fazl el-Vâsıtî Rifai Hazretlerine olan sevgisini şöyle dile getirmiştir:

Herkes üstadıyla ben ise talebem Rifai ile iftihar ederim.

Rifai Hazretleri himayesi altında bulunduğu dayısı Mansûr el-Bataihîden de ders almış onun irşad halkasına dâhil olmuştur. [2] Pek çok İslam âlimi güzel meziyetlerinden dolayı bir kısım hâsud (hasetçi) kimseler tarafından hasete maruz kalmıştır. Bu haset belasından dolayı Ahmed Rifai Hazretleri de bir takım sıkıntılar çekmiştir. Pek çok defa halifeye şikâyet edilmiş ve hatta hakkında tahkikat yapılmıştır. Bu iftiraların ve şikâyetlerin sonucunda bizzat halife tarafından tayin edilen memurlar Seyyid Ahmed Rifai Hazretlerinin çalışmalarını yakından takip etmişlerdir. Sünnete ve şeriata uymadığına dair atılan iftiraların aslı olup olmadığını araştırmak için gelen tahkikat komisyonu halifeye şu raporu sunmuştur:

Bu seyyid ve müritleri sünnet yolunda değillerse yeryüzünde sünnet üzere hareket eden hiç kimse kalmamış demektir.

Bu rapor üzerine halife yaptırdığı tahkikattan dolayı özür dileyen bir mektup göndermiştir.[3]

Ahmed Rifai Hazretleri 1160 yılında talebeleriyle birlikte hacca gitmiştir. Vazifesini ifa ettikten sonra Medine-i Münevvere’yi ziyaret için yola koyulmuştur. Medine’yi uzaktan görünce hürmet maksadıyla devesinden inmiş yürüyerek Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin huzuruna varmıştır. Ravza-i Mutahhara’ya girdiğinde Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin kabr-i şerifi önüne gelmiş ve “es-Selâmü aleyke yâ ceddî!” diyerek selâm vermiştir. Orada bulunanlar Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin “Aleyke’s-selâm yâ veledî!” sözüyle selama karşılık verdiğini duymuşlardır.  Bu hal karşısında vecde gelen Ahmed Rifai Hazretleri Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin huzurunda diz çöküp şu meşhur şiirini okumuştur:

Uzakta iken benim yerime varıp toprağını öpsün diye sana ruhumu gönderiyordum; şimdi bu devlet bedenime de nasip oldu; uzat elini de dudaklarımla öpeyim.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimizin kabrinden dışarıya bir el uzanmış ve Ahmed Rifai Hazretleri hürmetle kabr-i şeriften uzanan eli öpmüştür.[4] Bu hadiseye şahit olanlar arasında Hayât b. Kays el-Harrânî ve Adi b. Müsâfir gibi zatlarla beraber oldukça kalabalık bir cemaat de vardı. Ahmed er-Rifâî hazretlerinin tarihçe-i hayatını yazan müellifler pek çok şahit ismi sayarak bu menkıbeyi mütevâtir bir haber şeklinde kaydetmişlerdir.[5]

Ahmed er-Rifai, dört büyük kutubdan biri olarak bilinir. Rivayete göre Bağdad’da yaşayan Gavs Ahmed b. Halef vefat edince, bu makam Seyyid Ahmed er-Rifai’ye teklif edilir. O ise büyük bir tevazu ile Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in huzuruna yönelerek bu görevden affını ister. Bunun üzerine makam Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretlerine verilir. Abdülkadir Geylani Hazretlerinin vefatından sonra aynı görev tekrar Ahmed Rifai Hazretlerine teklif edilir ve bu defa kabul eder. On altı yıl kadar bu makamda bulunur. Kutbiyyet makamı kendisine iki kez takdim edildiği için “Ebu’l-Alemeyn” (iki sancak sahibi) unvanıyla anılmıştır.[6]

Öncüsü olduğu tarikat bir süre Rifaiyye, Ahmediyye ve Batâihiyye adlarıyla anılmakla birlikte sonraları sadece Rifaiyye adı ile kullanılır olmuştur. Ahmed Rifai Hazretleri şiddetli bir ishal hastalığı sonunda 23 Eylül 1182 yılında vefat etti. Türbesi Bağdat’ın güneyinde Vâsıt yakınlarındadır.[7]


[1] Yunus eş-Şeyh İbrahim es-Samarrai, es-Seyyid Ahmed er-Rifai Hayatı-Eserleri, (trc. Münir Atalar), Ankara-1995, s. 12.

[2] Şeyh Abdülkerim bin Muhammed er-Rafiî, Sevadü’l-ayneyn fî menâkıbi’l-gavs ebi’l-alemeyn, Mısır 1301, s. 6.

[3] Çakır, Abdullah. El Yazması İki Menakıb-ı Seyyid Ahmed er-Rifai , "inceleme ve karşılaştırma" İstanbul, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2007.s,13

[4] Celâleddîn Abdurrahmân Suyûtî, eş-Şerefü’l-muhattem fî m âmenn-allâhü bihî alâ veliyyi’sseyyid Ahmed er-Rifâî min takbîli yedi’n-Nebî , (trc. Hayri Kaplan), Ankara 2002, s. 9-10.

[5] Çakır, Abdullah, A.g.e.,s,13-14

[6] İmâm Celâleddîn Abdurrahmân Suyûtî, A.g.e., s. 13.

[7] Takiyyüddîn Abdürrahmân b. Abdülmuhsin el-Vâsıtî, Tiryâku’l-muhibbîn fî tabakāti’l-meşâyihi’l ârifîn, Mısır 1304, s.37


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız