İşârâtü’l İ’câz Mecmuasın da geçen “Şeytanın kalbin de ma’rifet var mıdır?” sorusunda kastedilen ma’rifet nedir?
“Suâl: Şeytanın kalbinde ma‘rifet var mıdır? Elcevab: Yoktur. Çünki san‘at-ı fıtriyesi iktizâsınca, kalbi dâimâ idlâl(saptırma) ile telkîn, fikri dâimâ küfrü tasavvur etmekle meşgul olduğundan, kalbinde veya fikrinde boş yer, ma‘rifet için kalmıyor.”[1]
Burdaki Marifetten kasıt; Allah’ı isimleriyle, sıfatlarıyla ve eserleriyle tanımak ve nasıl bir yaratıcı olduğunu düşünmek demektir. Marifetullah, afaki ve enfüsi seyr olmak üzere iki şekilde elde edilir. Afaki seyr, dış alemdeki varlıklara bakarak marifetullahı elde etmek; enfüsi seyr ise, insanın kendi maddi ve ruhani varlığını düşünerek marifetullahı elde etmesi, yani Allah’ı tanımasıdır. Şeytan’ın kalbi sürekli dalaleti telkin etmekle; Fikri sürekli inkarı düşünmekle meşgul olduğundan O'nun kalbinde Allah’ı düşünmeye, fikrinde Allah’ı tefekkür etmeye yer kalmamıştır.
[1] İşaratü’l-İ’caz, 61.