Soru

"Şu Kerâmet-i Gavsiye münâsebetiyle üç nokta beyân edilecek. Birinci Nokta: Hazret-i Gavs’ın kasîdesinin başında bu beş satırdan evvel, pek acîb ve pek garib ve çok belîğ ve nâzdârâne ve tahdîs-i ni‘met sûretinde bir da‘vâ-yı iftihârkârâneyi ifade eden iki sahîfelik kasîdesindeki hârika da‘vâsına delil olarak bir kerâmet-i bâhireyi ve âdetâ mu‘cizeye yakın bir hârikayı göstermek lâzım geliyor. İşte, akılları hayrette bırakan o mertebeye lâyık olduğunu gösterir bir kerâmet izhâr ediyor ki, sekiz yüz senelik bir mesâfede Cenâb-ı Hakk’ın izniyle ve i‘lâmıyla, zamanımızı tafsîlâtıya görür tarzında, bizim gibi âciz ve zaîf talebelerine ders verip teşvîk ediyor. İşte Hazret-i Şeyh’in da‘vâsına bu ihbâr-ı gaybîsi en bâhir burhân olduğu gibi, Risâle-i Nûr’un eczâlarının hakkāniyet ve ulviyetine bir huccet-i kātıa hükmündedir. Evet Hazret-i Şeyh, bu kasîdesiyle Sözler’in hakkāniyetini imza ediyor."

Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?

Tarih: 5.02.2025 17:01:05

Cevap

"Şu Kerâmet-i Gavsiye münâsebetiyle üç nokta beyân edilecek.

Birinci Nokta: Hazret-i Gavs’ın kasîdesinin başında bu beş satırdan evvel, pek acîb ve pek garib ve çok belîğ ve nâzdârâne ve tahdîs-i ni‘met sûretinde bir da‘vâ-yı iftihârkârâneyi ifade eden iki sahîfelik kasîdesindeki hârika da‘vâsına delil olarak bir kerâmet-i bâhireyi ve âdetâ mu‘cizeye yakın bir hârikayı göstermek lâzım geliyor.

Bu kısımda, Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Hz. Üstad’dan ve Risale-i Nur davasından bahsettiği kerameti dolayısıyla 3 nokta izah edilecektir.

Birinci Nokta: Bu kısımda Abdulkadir Geylani Hazretlerinin sırlarla dolu iki sayfalık kasîdesinin baş kısımlarında çok hayret verici ve ilginç ifadeler bulunmaktadır. Aynı zamanda çok sanatlı ve düzgün bir ifade tarzı ile hem de âdeta nazlanırcasına ve Allah’ın kendisine ihsan ettiği benzersiz nimeti şükür makamında övünmeye sebep olacak bir davada bulunup ilan etmesi noktasından bazı ifadeleri vardır.

“Evvelkilerin güneşleri battı.  Bizim güneşimiz ise yüce felekte ebedî olarak batmayacaktır.” diyen Abdulkadir Geylani Hazretleri, vefatından sonra asırlar boyunca dua ve yardımlarıyla müritlerinin arkasında her daim destekçi ve önlerinde dosdoğru bir rehber olacağını ifade etmektedir.  Ve yine; “Ve dedem Resûlüllâh’tır; yani Hz. Muhammed (sav) demek istiyorum. Ben Abdulkadir’im; izzetim ve âlişânım daim olmuştur.[1] diyerek kendisinin Hazret-i Peygamberin (sav) neslinden olup şan ve şerefinin kıyamete kadar daimî olacağını ilan etmektedir.

Bediüzzaman Hazretleri, böylesine yüksek bir maneviyata ve şerefe sahip olan ve yerde iken Arş-ı Azam’ı seyredecek kadar yüksek bir kulluk mertebesine ulaşan Şeyh Geylanî’nin (ks) bu iddia ve davasına delil olmak üzere âdeta mucizeye yakın denebilecek derecede apaçık bir kerametini göstermek gerektiğini ifade etmektedir.

İşte, akılları hayrette bırakan o mertebeye lâyık olduğunu gösterir bir kerâmet izhâr ediyor ki, sekiz yüz senelik bir mesâfede Cenâb-ı Hakk’ın izniyle ve i‘lâmıyla, zamanımızı tafsîlâtıya görür tarzında, bizim gibi âciz ve zaîf talebelerine ders verip teşvîk ediyor.

91 yıllık hayatı pek çok keramet ve harikalarla geçmiş ve nihâyette çok yüksek bir makama erişmiş olan Abdulkadir Geylani Hazretlerinin yüksek manevi fazilet ve derecesini ispat edip o makama layık olduğunu gösteren ve insanların akıllarını hayrete düşüren açık bir kerameti şöyledir: 

Allah’ın izniyle ve bildirmesiyle 800 senelik bir mesafeden bu dehşetli asırda en büyük Kur’ân hizmetini yapacak bir müridi olan Hz. Üstad’ı ve samimi dava arkadaşları olan Nur talebelerini detaylı olarak görüp onlardan haber vermiştir.  Yine Hz. Üstad’ın ve Nur talebelerinin karşılaşacakları zorluklar ve baskılara karşı onlara teselli ve güvence vermiş, manevi ders ve destekleriyle onların hizmet aşk ve şevklerini artırmıştır.

İşte Hazret-i Şeyh’in da‘vâsına bu ihbâr-ı gaybîsi en bâhir burhân olduğu gibi, Risâle-i Nûr’un eczâlarının hakkāniyet ve ulviyetine bir huccet-i kātıa hükmündedir. Evet Hazret-i Şeyh, bu kasîdesiyle Sözler’in hakkāniyetini imza ediyor."[2]

Abdulkadir Geylani Hazretleri; nesli Hazret-i Peygambere (sav) dayanıp kıyamete kadar şeref ve şanının devam edeceğini ve Allah’ın izniyle vefatından sonra hayattaymış gibi tasarrufu devam edip dua ve yardımlarıyla her zaman mürid ve talebelerinin manevi destekçisi olacağını dava etmiştir. O’nun bu harika kerameti olan 800 sene öncesinden Risale-i Nur’dan ve müellifinden haber vermesi, şüphesiz davasının hakikat olduğunun açık bir delilidir.

Şeyh Geylani’nin (ks) bu harika kerameti aynı zamanda Risale-i Nur Külliyatındaki 130 parça risalelerin hak ve hakikat olup iman ve Kur’ân hakikatlerini izah ve ispat etmede ne derece yüksek bir makamda olduklarına da kesin bir delil hükmündedir. Aynı zamanda Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Hz. Üstad ve Risale-i Nur’larla alakalı bu denli detaylı haberleri; Risale-i Nur hizmetinin ve Nur Risalelerinin hakikat oluşuna ve Allah katında makbul olduklarına dair imzası ve doğrulamasından ibarettir, diyebiliriz.


Yorum Yap

Yorumlar