Soru

“Sekizinci Lema. Gavs-ı A‘zam’ın(ks) Hizbü’l-Kur’ân’a dâir kerâmet-i gaybiyesidir. Şu risâlenin içindeki imzalarla gösterildiği gibi, benim de hizmet-i Kur’âniyedeki arkadaşlarıma iştirâkim var. Bir kısmı, benim imzam iledir. Bir kısmı, onların tasvîb ve istihrâcıyla ve tasdîkleriyle olduğundan, bana âit haddimden fazla hisseyi onların hatırı için sükût ile kabûl ettim. Yoksa bu risâlenin başında söylediğim gibi, bunda öyle bir hisse-i şerefe hakkım yoktur. “

Sekizinci Lema’nın ilk parağrafı olan şu kısmı izah eder misiniz?

Tarih: 22.01.2025 20:50:57

Cevap

Sekizinci Lema

Sekizinci Lem’a, 1933 senesinde Barla’da telif edilmiştir. Lem’alara ait bir risale olmasına rağmen konusu ve Bediüzzaman Hazretlerinin gözündeki değeri münasebetiyle 1943 senesinde Hz. Üstad Kastamonu’da iken derlemiş olduğu Sikke-i Tasdik-i Gaybî Mecmuası’na dahil edilmiştir.

Gavs-ı A‘zam’ın(ks) Hizbü’l-Kur’ân’a dâir kerâmet-i gaybiyesidir.

Gavs-ı A’zam Abdulkadir Geylani Hazretlerinin[1] kendisinden sekiz asır sonra gelecek olan Kur’ân hizmetkârlarını yani Risale-i Nur talebelerini Allah’ın izniyle görüp haber verdiği gayba ait bir kerametidir.

“Şu risâlenin içindeki imzalarla gösterildiği gibi, benim de hizmet-i Kur’âniyedeki arkadaşlarıma iştirâkim var. Bir kısmı, benim imzam iledir. Bir kısmı, onların tasvîb ve istihrâcıyla ve tasdîkleriyle olduğundan, bana âit haddimden fazla hisseyi onların hatırı için sükût ile kabûl ettim. Yoksa bu risâlenin başında söylediğim gibi, bunda öyle bir hisse-i şerefe hakkım yoktur.“[2]

Gavs-ı A’zam Hazretlerinin beyitlerinden Risale-i Nur hizmetine ve Nur Talebelerine bakan müjdeli mana ve işaretlerin bir kısmını bizzat Bediüzzaman Hazretleri bir kısmını da Risale-i Nur talebeleri çıkartmışlardır. Gayba dair bu çıkarımları yapan talebelerin isim ve imzaları, ilgili izahın sonunda yer almaktadır.

Yüksek bir ilim, feraset ve basiret sahibi olan Nur Talebelerinin, bu gelecek beş beyitten yaptıkları tahlillerinde, Hz. Gavs’ın (ks) Bediüzzaman Hazretlerine ismen iltifatlarda bulunup kendisine teminat ve güvence verdiğini ortaya koymaktadırlar. Aynı zamanda kendisiyle ciddi alâkadarlık gösterip ağır şartlarda yapacağı iman hizmetinde Hz. Üstad’ı teşvik edip cesaretlendirmesi gibi hususları da tarihiyle birlikte izah etmektedirler.

Hz. Üstad, her zaman ve her yerde ifade ettiği üzere, bu iltifatları ve övgüleri kendi üzerine almaktan çekinmekte ve çok rahatsız olmaktadır. Tüm şeref ve kıymeti Kur’ân’a ve O’nun hakikatlerine vermektedir. Talebelerinin hatırlarını kırmamak adına sessiz kalıp bu iltifatları kabul ettiğini, lâkin bu yüksek şeref ve değerde asıl hissenin Kur’ân’a, onun hakiki tefsiri olan Risale-i Nur’a ve bütün Nur Talebelerine ait olduğunu ifade etmektedir.


[1] Abdulkadir Geylani Hazretleri (ks): 470/1077 tarihinde Büyük Selçuklu Devleti döneminde, günümüz İran’ının Hazar Denizi güneybatısındaki Gilan eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde dünyaya geldi. Hem seyyid, hem şerif olan Gavsu’l Azam Hazretlerinin nesebi babası yoluyla Hazreti Hasan’a (r.anh), annesi yoluyla Hazreti Hüseyin’e (r.anh) ulaşmaktadır. Kadiriye tarikatının kurucusu, dört büyük kutb-u azamın en büyüğü ve harika kerametleriyle meşhur olmuş büyük İslâm âlimi ve evliyaların sultanıdır. Kur’ân’a ve imana hizmetle geçen 91 senelik bir ömürden sonra 561 tarihinde Bağdat’ta vefat etmiştir.

[2] Bediüzzaman, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 142


Yorum Yap

Yorumlar