Şehvetin insanlara verilmesi Allah’ın helal nimetlerine karşı bir iştiha duymaları içindir. İnsanlar bu duyguyu aşırılıklar ile haddi aşarak harama yüzlerini çevirip hata ederler. Şehvetin veriliş gayesine zıt hareket ederler. Tokatların da çabuk yerler.
Ruh bu âlemi göz penceresiyle seyreder. Şehvet duygusunu tahrik etmemek ve haramlara düşmemek için öncelikle geçici, devamsız, haram olan olan bazı şeyleri seyretmemeye gayret etmeliyiz. Gözlerimize irademizle hâkim olmaya çalışmalıyız. Ta ki nefsi ve kötü meyiller uyanmasın.
Öncelikle kuvvetli bir iman sahibi olmak ve İslamı yaşamaya gayret etmek. Dünyanın lezzetleri, zevkleri ve zînetleri, Hâlıkımızı, Mâlikimizi ve Mevlâmızı bilmediğimiz takdirde cennet olsa bile cehennemdir. Bilhassa şehvetin ateşini söndürecek, marifetullahtan başka bir şey var mıdır? Evet marifetullah olduktan sonra, dünya lezzetlerine iştiha olmadığı gibi Cennet'e bile iştiyak kalmaz. 1
Namaz ve zikirle meşgul olmak iyi gelir. Ruhî enerjiyi ulvî sahalara yönlendirmek, şehvî duyguları zayıflatır.
Haramlara girildi ise samimi bir tövbe edip bir daha girmemeye özen göstermek
Ruhu hırçınlaştıracak ve gayr-i meşru hisleri, hevesleri uyandıracak yayınlardan (internet, tv, dergi, cd vs), arkadaşlardan ve ortamlardan uzak durmak, şehveti tahrik eden düşünce, konuşma ve içeriklerden uzak durulmalıdır.
İmkan varsa dindar, saliha birisiyle evlenmek
Evlenmeye gücü yok ve imkânlar elvermiyorsa bazı zamanlarda oruç tutmak (Pazartesi ve Perşembe günleri gibi)
Zihni, hayali mümkün mertebe kendisini geliştirecek, milletine, memleketine, dünyasına ve ahretine yarayacak işlerle meşgul etmek. (okumak, kendi mesleğinde geliştirecek aktiviteler yapmak gibi).
Allah’tan yardım dilemek, bol bol dua etmek en büyük silahımızdır.
Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 91