Risale-i Nur Külliyatı'nın dil ve üslubu, Kur'ân-ı Kerim'in hakikatlerini akıl ve kalp süzgecinden geçirerek bu asrın ihtiyaçlarına cevap veren kendine has, güçlü ve çok yönlü bir yapıya sahiptir. Bunlara değinecek olursak;
1-Üslubun Değişkenliği
Risale-i Nur'un anlatım tarzı, ele alınan konuya göre farklılık gösterir. Örneğin, büyük iman hakikatlerini (yaratılış veya ahiret gibi) ispatlarken, okuyucunun aklını tam ikna etmek için ağır, mantıksal ve ilmî bir dil kullanır. Ancak, günlük manevi dertlere, ahlaki ilkelere veya kardeşlik ilişkilerine dair tavsiyeler verirken, dil hemen yumuşar; daha sade, sohbet havasında ve kalbe dokunan bir üslup benimser. Bu geçişlilik, eserin hem aklı hem de kalbi aynı anda muhatap almasını sağlar.
2-Akıl ve Kalbe Birlikte Hitap
Risale-i Nur, sadece aklı ikna etmekle kalmaz, aynı zamanda kalbi de tatmin etmeyi hedefler. Bu nedenle taklit değil tahkik (araştırıp kesin bilgiye ulaşma) esastır. Bu, bilim ve felsefenin sorgulayıcı yaklaştığı bu asrın insanına hitap etme tarzıdır.
3-İktibas (Alıntılama) Yöntemi
Üslubun en belirgin özelliklerinden biri de Kur'ân ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden yapılan bol, isabetli ve manaya kuvvet veren iktibaslardır. Bu iktibaslar metnin kuvvetini arttırır. Bazen de âyet veya hadis zikretmeden anlatılan mana âyet ve hadise işaret eder.
Bu Asra Bakışı ve Tesiri
Risale-i Nur, "bu asrın idrakine Kur'ân'dan bir ders" olarak kabul edilir. Bu bakış açısının temelleri ve tesirleri şunlardır:
1-İnkâr-ı Uluhiyet (Yaratıcıyı İnkar) Hastalığına Çözüm
Risale-i Nur, bu çağın en büyük hastalığının materyalizm ve inkâr-ı uluhiyet olduğunu tespit eder. Buna karşı, her bir varlığı (zerrelerden yıldızlara) Allah'ın varlığına ve birliğine parlak bir delil olarak sunan iman-ı tahkikî (araştırılmış, kesinleşmiş iman) dersini verir.
Mesela: Felsefe-i tabîiyenin (natüralizm), "sebepler ve tabiat" eliyle yapılan eserleri kör bir tesadüfe ve sağır, şuursuz tabiata havale eden damarını kesip, her şeyi doğrudan doğruya Vâcibü'l-Vücud'a (varlığı zorunlu olan Allah'a) bağlayarak, Allah'ın kudret ve hikmetini, muazzam bir surette ispat eder.
2-Modern İlimle Uyum
Risale-i Nur, bilim ve fenlerin verilerini mana-yı harfî (başkasına işaret eden mana) ile okur; yani kâinatı kendi başına bağımsız değil, Allah'ın isim ve sıfatlarına işaret eden bir kitap olarak görür. Bu yöntem, din ile bilimin çatışmasını ortadan kaldırarak çağdaş insanın aklını tatmin eder.
3-Psikolojik Bunalıma Çare
Asrın getirdiği manevi boşluk, yalnızlık ve bunalıma karşı insana yaratılış gayesini, ebediyet arzusunu ve Allah'la olan sürekli irtibatını (huzur-u daimî) hatırlatır, böylece insanda derin bir manevi tesir ve iç huzur sağlar.
4-Kültürel ve Lisanî Mirasın Taşınması
Bu güzel üslupların yanında günümüz insanı açısından dil biraz ağır gelebilir. Fakat bu ağırlık, eserlerin muhafaza ettiği mana derinliğini ve ilmi ciddiyeti korur. Ayrıca, Risale-i Nur'un zengin kelime dağarcığı, Türkçenin ve Kur'ân dilinin manevi mirasını günümüze taşıyan bir köprü görevi görür. Bu sayede, yüzyıllardır süregelen İslamî ilim geleneği ile bugünün idrakini buluşturarak kültürel ve lisanî devamlılığa hizmet eder.
Sonuç Olarak
Risale-i Nur Külliyatı, sadece dinî bir tefsir olmanın ötesinde, bu asrın şüpheci zihnine Kur'an'ın elmas kılıcı hükmünde bir rehberdir. Tahkikî imanı esas alan, aklı ve kalbi birlikte tatmin eden güzel üslubuyla, modernizmin getirdiği inkâr ve bunalım hastalıklarına kesin çözümler sunar. Zengin dili, konunun yüksekliğine göre şekil alarak hem en derin ilmi ispatları yapar hem de kalbî teselliler sağlar. Böylece Risale-i Nur, kendisini okuyan her seviyeden insana, çağın getirdiği manevi krizlere karşı sağlam bir dayanak ve ebedi kurtuluş yolunu gösteren güncel bir Kur'ân dersi olarak tesir etmeye devam etmektedir.

