Risale-i Nur'un bu zamanın tefsiri olduğuna dair deliller nelerdir?
Risale-i Nur’un bu zamanın en etkin tefsiri olmasının birçok delili vardır. Bunlar arasında en mühimi, asrın getirdiği manevi hastalıklara çözüm sunması ve tedavi etmesidir.
İnsanlık tarihi boyunca beşeriyet batıl da olsa bir ilah ve yaratıcı fikrini her daim benimsemiştir. İnkar eden gruplar olsa dahi dünya üzerinde hiçbir vakit etkili olamamış ve kabul görmemiştir. Lakin yaşadığımız fitne-i ahir zamanın en büyük hastalığı inkar-ı uluhiyyet fikridir. Yani bir yaratıcının tamamen reddedilmesidir. Maalesef bu batıl fikrin temel dayanak noktası bilim olmuştur. Materyalist bir felsefenin hüküm sürdüğü asrımızda insanlığın akıl gözüne inmiş. “sadece gördüğüme veya laboratuvarda inceleyebildiğime inanırım.” Fikrini benimsemiştir. Dolayısıyla günümüz insanı üzerinde etki edecek eserlerin temelinde iman olmalı. Bunun yanı sıra iman hakkikatleri akıl ve mantık çerçevesinde ispat edilir olmalıdır.
Bediüzzaman Hazretleride 1952 yılında Eşref Edip ile yaptığı röportajda kendi ifadesiyle: “Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taûn felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete (bulaşıcı hastalığa) karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş (bozulmuş), bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze (taptaze) iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş (toplamış) bulunuyorum.” [1]Diyerek tehlikeye işaret etmiş ve bütün vaktini gayretini iman ve İslâm hakikatleri üzerine harcamış, eserlerinde temel tahşidatı hep iman üzerine olmuştur. İşte bu sebeple bu asrın manevi doktoru Üstad Bediüzzaman Hazretleri, reçete de Kur’ân'ın bir tefsiri ve ondan süzülen bir nur olan Risale-i Nur'dur diyebiliriz.
Risale-i Nur'un bu denli etkili olmasını birkaç maddede özetlersek:
1. Çağın İhtiyaçlarına Cevap Vermesi: Risale-i Nur, Kur'ân'ın evrensel mesajını çağın ihtiyaçlarına göre yorumlar. Özellikle iman esaslarına yoğunlaşması ve bu esasları hayatın içindeki durumlarla ilişkilendirerek anlatması, insanlara günümüz sorunlarına dair Kur'ân perspektifinden çözümler sunar. Örneğin, modern çağda yaygın olan bireysel bunalımlar, materyalist bakış açısı ve manevi boşluk gibi konulara dikkat çeker. Bu meseleleri, Kur'ân’ın rehberliği altında değerlendirdiği için günümüz insanının sorularına doğrudan yanıt olur.
2. Bilimsel Yöntem ve Din Uyumu: Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur’da dini ve bilimsel gerçekleri çatışma içinde değil, uyum içinde ele alır. Üstadımız eserlerinde, evrenin işleyişi ve yaratılış gibi konularda bilimsel gerçekliklerle Kur’ân âyetleri arasındaki uyuma işaret eder. Özellikle "Mektubat" ve "Sözler" gibi risalelerinde, varlıkların yaratılışındaki hikmetleri ve Allah'ın varlığının delillerini bilimsel bulgularla örneklendirerek açıklar. Bu, özellikle bilimsel yaklaşımla düşünmeye alışmış zihinlere hitap eder ve iman-bilim uyumunu gösterir.
3. Manevi Eğitimi Merkez Alması: Risale-i Nur, “imanı taklidi imandan tahkiki imana çevirmek” gibi bir amaç güder. Taklidi iman, yani sorgulamadan inanılan iman, günümüzde insanların zayıf kalmasına yol açabilirken, tahkiki iman (derinlemesine anlaşılan, sorgulanarak elde edilen iman), kişinin hem manevi huzurunu sağlar hem de dış dünyaya karşı inançlı duruşunu güçlendirir. Bu doğrultuda Risale-i Nur, imanın kalp ve ruh üzerindeki etkilerine yoğunlaşır. Kalbin ve aklın aynı anda tatmin olmasını sağlayarak, insanların imanını güçlendirir. Ayrıca bu yönüyle, manevi arayış içinde olan insanların hayatına doğrudan dokunur.
4. İman Esaslarını Derinlemesine Açıklaması: İman esasları, Risale-i Nur’da çok detaylı bir şekilde ele alınır. Allah’ın varlığı ve birliği, peygamberlik, melekler, ahiret gibi konular ayrıntılı bir biçimde işlenir. Mesela, “Onuncu Söz”de ahiret inancını mantıki bir silsile ile açıklarken, ölümün bir yok oluş değil, bir âlemden başka bir âleme geçiş olduğunu anlatır. Özellikle ahiret inancı konusunda, kişinin ölüm korkusuna ve yaşam gayesine dair sorularına cevaplar sunarak, iman esaslarının hayat üzerindeki etkisini gösterir.
5. Ahlaki ve Sosyal Bir Rehber Sunması: Risale-i Nur, sadece bireysel bir dini rehber değil, aynı zamanda toplumsal meselelere de temas eder. Örneğin, “İhlas Risalesi” ve “Uhuvvet Risalesi” gibi eserlerde toplumda birliği, kardeşliği, dürüstlüğü ve ihlası nasıl koruyabileceğimizi anlatır. Bediüzzaman Hazretleri, toplumsal sorunların çözümünde Kur'ân ahlakının ve kardeşliğinin gerekliliğine vurgu yapar. Bu yönüyle, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda sosyal bir ıslahı da hedefler.
6. Kolay Anlaşılır ve İkna Edici Bir Dil Kullanması: Risale-i Nur’un dili, hem sade hem de ikna edici bir üsluba sahiptir. Bediüzzaman Hazretleri, günümüz insanının anlayabileceği basit bir dil kullanmaya gayret ederken, aynı zamanda Kur'ân’ın zengin kavram dünyasını korumaya özen gösterir. Karmaşık dini meseleleri basit örneklerle açıklayarak, insanın anlamasını kolaylaştırır ve dini meselelerde samimi bir aydınlanma sunar. Özellikle modern Türkçe kullanması, geniş bir kitleye hitap etmesini sağlar.
7. Eserin Pratik Bir İman Rehberi Olması: Risale-i Nur, yalnızca teorik değil, pratik bir iman rehberidir. İmanı güçlendirme yolları, günah ve hata karşısındaki tavır, sabır ve tevekkül gibi konularda pratik öneriler sunar. Bu da insanların imanı yaşamasına ve günlük hayatta karşılaştığı zorluklarda dayanma gücünü artırmasına yardımcı olur.
Özetle, Risale-i Nur’un bu zamanın etkin bir tefsiri olarak kabul edilmesinin sebebi, Kur'ân’ın ruhunu ve temel ilkelerini çağın şartlarına uygun olarak insanlara aktarması, modern bilim ve düşünce ile uyum içinde olması ve insanın hem manevi hem de sosyal hayatını aydınlatıcı rehberlik sunmasıdır.
[1] Tarihçe-i Hayat, s. 626