Cenab-ı Hakk'ın Rahim ismi dünyada tecelli eder mi? Ederse nasıl eder?
Bediüzzaman Hazretleri bu dünyada "Rahim" isminin tecelli ettiğini ifade eder. Ona göre; hem insan hem hayvan cinsi içindeki annelerin yavrularına gösterdiği şefkat ve merhamet, Rahim isminin tecellisidir. Hatta Üstad Hazretleri Rahim ismini anlatırken -mecazen- incir ağacını misal vererek nebati validelerin (ağaçların) kendi meyvelerine dahi süt gibi latif bir gıdayı ulaştırdığını ve bunun Allah'ın Rahim isminin tecellisi olduğunu beyan eder.
"Hem gerek nebatî ve gerek hayvanî ve gerek insanî bütün vâlidelerin o rahîm şefkatleriyle ve süt gibi o latif gıda ile o âciz ve zaîf yavruların terbiyesi, ne kadar geniş bir rahmetin cilvesi işlediği bedaheten (apaçık) anlaşılır.
Evet aç bir arslan, zaîf bir yavrusunu kendi nefsine tercih ederek, elde ettiği bir eti yemeyip yavrusuna vermesi; hem korkak tavuk, yavrusunu himaye için ite, arslana saldırması; hem incir ağacı kendi çamur yiyerek yavrusu olan meyvelerine hâlis süt vermesi, bilbedahe nihayetsiz Rahîm, Kerim, Şefîk bir zâtın hesabıyla hareket ettiklerini kör olmayana gösteriyorlar. Evet nebatat (bitkiler) ve behimiyat (hayvanlar) gibi şuursuzların gayet derecede şuurkârane ve hakîmane işler görmesi bizzarure gösterir ki: Gayet derecede Alîm ve Hakîm birisi vardır ki, onları işlettiriyor. Onlar, onun namıyla işliyorlar." (10. Söz, 2. Hakikat)
"Hem şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsal eder (ulaştırır)." (29. Mektup, 9. Kısım)
"Hattâ vâlideliğin en basit ve en edna derecesinde olan korkak tavuk, o şefkatin küçücük bir lem'asıyla yavrusunu müdafaa için ite atılır, arslana saldırır. "(14. Mektup, 4. Mesele)
Tefsirlere baktığımızda Rahim isminin daha çok ahirete baktığını fakat bir yönüyle de dünyaya baktığını ifade etmişlerdir. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dili Ku'ran Dili tefsirinde "Rahim" ismi hakkında şu tefsiri yapar:
"Er-Rahîm" de sıfat-ı müşebbehe veya mübalağa ile ism-i fâil olarak ikinci bir sıfattır. "Çok merhamet edici" demek olur. Bu da yüce Allah'ın sıfatlarından biridir.
Görüyoruz ki; (Rahmân, Rahîm) ikisi de rahmet masdarından mübalağa (pek çokluk) ifade eden birer sıfat olmakla beraber aralarında önemli farklar vardır. Bu farkları göstermek için müfessirler epeyce açıklamada bulunmuşlardır. Biz şu kadarıyla yetineceğiz:
Yüce Allah'ın Rahmân oluşu, ezele (başlangıcı olmayışa), Rahim oluşu ise lâ yezale (ölümsüzlüğe) göredir. Bundan dolayı yaratıklar, yüce Allah'ın Rahmân olmasıyla başlangıçtaki rahmetinden, Rahim olmasıyla da sonuçta meydana gelecek merhametinden doğan nimetler içinde büyürler ve ondan faydalanırlar. Bu noktaya işaret etmek için "Dünyanın Rahmân'ı, Ahiretin Rahîm'i" denilmiştir.
Aslında yüce Allah, dünyanın da ahiretin de hem Rahmân'ı hem de Rahîm'idir. Ve bu tabir de eski âlimlerden nakledilmiştir. Fakat her ikisinde öncelik itibariyle Rahman, sonralık itibariyle Rahim olduğuna işaret etmek için dünya Rahmân'ı ve ahiret Rahîmi denilmiştir ki, "Hem müminlerin hem kâfirlerin Rahmân'ı, fakat yalnız müminlerin Rahîm'i" denilmesi de bundan ileri gelmektedir. "Allah müminlere karşı çok bağışlayıcı, çok merhametlidir." (Ahzâb, 33/43).