Kur'ân-ı Kerim'in âyetleri kıyamete kadar geçerlidir.
Peygamber Efendimiz (a.s.m.)'a Mirac gecesi ümmetinin bütün halleri gösterilmiştir. Hangi topluluk Cennete hangi topluluk cehenneme gidecek bunlardan haberdar olmuştur.
Dünyaya yeni geldiği anda "Ümmetî, Ümmetî" diye secde ederek Allah'a yakarışta, O'nun (a.s.m.) bizlere ne kadar şefkatli olduğuna apaçık bir delildir.
Bu bakımdan Allah Resulü (a.s.m.)'ın ümmetine olan şefkati ve düşkünlüğü sebebiyle biz de âyette geçen ifadeyi üzerimize alabiliriz ve almalıyız. O'nun (a.s.m.) biz ümmetine ne kadar merhametli ve düşkün olduğunu bu âyeti tefekkür ederek iyice anlamalı; getirdiği dine ve bıraktığı iki emanete karşı da (Kur'an ve Sünnet-i seniyesi) sorumluluklarımızı yapıp yapamadığımıza bakmalıyız.
Bediüzzaman Hazretlerinin şu veciz ifadeleri bu manayı güzel izah eder:
Bahtiyar odur ki, bu ittibâ'-ı sünnette, hissesi ziyâde ola. Sünnete ittibâ etmeyen, tenbellik ederse, hasâret-i azîme; ehemmiyetsiz görürse, cinâyet-i azîme; tekzîbi işmâm eden tenkîd ise, dalâlet-i azîmedir.1
Bediüzzaman Said Nursi, Lem'alar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, Sayfa 61

