“...Hiç kimseyi taklîd etmeyerek tam ma‘nâsıyla ve mübtediyâne, fakat en mükemmel olarak, hem ibtidâ ve intihâyı birleştirerek yapması, elbette misli görülmez ve görülmemiş.” Risale-i Nur'da geçen bu cümlede, Hz. Peygamber (sav) hakkında "ibtida ve intihayı birleştirerek yapması" kısmını nasıl anlamalıyız?
İbtidâ: Bir işin, bir şeyin ilk defa ortaya çıkan kısmı veya başlama zamânı, başlangıç.
İntihâ: Son bulma, sona erme, nihayet.
Peygamber Efendimiz’in, peygamberlik vazifesini îfâ etmek ve İslâm dînini te’sis etmek ve Hakk’ı tebliğ etmek için gösterdiği olağanüstü gayret ve dirâyeti, metâneti ve asla yılmaması, sabır ve kahramanlığı, ancak arkasında Allah’ın kudret ve inâyeti bulunan bir zâtta görülebilecek fevkalade bir mertebededir.
Çünkü meydana çıktığında bütün kavim ve kabilesi hatta amcası dahi ona düşman iken yirmi üç sene gibi kısa bir zamanda cahiliye devrinin bütün kirlerini temizlemiş, bütün Arap yarımadasını iman ve Kur’ân’ın nurları ile doldurarak o asır hakikaten bir asr-ı saadet olmuştur.
O devrin, kendi kızlarını diri diri toprağa gömecek kadar vahşîleşmiş, câhil, kaba ve âdetlerine son derece mutaassıp insanlarından bütün o vahşî, kötü âdet ve ahlâklarını temizlemiş ve yerlerine en güzel ahlâkları, damarlarına işleyecek bir şekilde sâbit olarak yerleştirmiştir. Çok kısa bir zamanda o câhiliye toplumunu öyle bir terbiyeden geçirmiştir ki daha yüz sene geçmeden batıda Fransa içlerine, doğuda Çin’e kadar ilerleyerek gittikleri yerlere îman ve Kur’ân nurlarını neşretmişler ve o zamanın medenî milletlerine hocalık ve idârecilik yapmışlar, onlara gerçek insanlık ve medeniyeti öğretmişlerdir.
Bu küllî ve muhteşem inkılâbın tarihte başka bir emsaline rastlamak mümkün değildir.
Herhangi bir işin yapılmasında süreç önemlidir. Örneğin bir çırak usta olana kadar çok süreçlerden geçmesi gerekir. Yine bir çekirdeğin ağaç olup meyve vermesi için bir hayli zamana ihtiyaç vardır. Bir toplumda çirkin ahlakın kaldırılıp yerine güzel ahlakın yerleşmesi çok uzun yılları alabilmektedir. Halbuki Sevgili Peygamberimiz (a.s.m), Peygamberlik vazifesine başlar başlamaz çok kısa bir sürede, içinde bulunduğu toplumu hızla çirkin ahlaktan kurtarıp onları güzel ahlakın numunesi olan insanlar haline getirmiştir. Normal insanlar yavaş yavaş mükemmele ulaşabilirken, Peygamberimiz (a.s.m) hem vazifesinin başında hem de sonunda mükemmel olarak hareket etmiştir. Bu durum da Peygamberimizin (a.s.m) diğer bir mucizesidir.