Oruç

29.05.2008

3766

Oruç İbadetinin Gayesi

Orucu  vücut sağlığına olan faydaları için tuttuğunu söyleyen birisine ne demek gerekir?

* *

**** ****

29.05.2008 tarihinde sordu.

Cevap

Ubûdiyet, emr-i İlâhîye ve rızâ-yı İlâhîye bakar. Ubûdiyetin dâîsi, emr-i İlâhî; ve neticesi, rızâ-yı İlâhîdir. Semerâtı ve fevâidi, uhreviyedir. Fakat ille-i gāiye olmamak, hem kasden istenilmemek şartıyla, dünyaya âit fâideler ve kendi kendine terettüb eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubûdiyete münâfî olmaz. Belki zayıflar için müşevvik ve müreccih hükmüne geçer. Eğer o dünyaya âit fâideler ve menfaatler, o ubûdiyete ve o virde veya o zikre illetveya illetin bir cüz’ü olsa, o ubûdiyeti kısmen ibtâl eder. Belki, o hâsiyetli virdi akîm bırakır, netice vermez.1 

İbadetlerin en temel sebebi, Allah’ın emridir. Yani bir ibadet, sırf Allah emrettiği için yapılır. Buna “illet” denir. İbadetin sonucu ve gayesi ise, Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Bu da “netice” veya “ille-i gaiye” yani en yüce maksat demektir.

Bu şu demektir:

Bir Müslüman, oruç tuttuğunda, namaz kıldığında, zekât verdiğinde veya herhangi bir kulluk yaptığında bunu şu faydası var, şu sıkıntım geçsin, şöyle huzur buluyorum, insanlar şöyle desin gibi gerekçelerle yaparsa, o ibadet ya tamamen ya da kısmen geçerliliğini yitirir. Çünkü bu durumda ibadet, Allah için değil, bir menfaat için yapılmış olur.

Dünyevi ve uhrevi faydalar, ibadeti bozar mı?

Eğer bir ibadeti yaparken kalpten geçen niyet şu ise:

“Allah emrettiği için yapıyorum ama bu ibadetin faydaları da var, onlar da kendiliğinden gelir.”

Bu durumda ibadet geçerli olur. Çünkü burada niyetin özünde Allah rızası vardır, diğer faydalar ise talep edilmeden, kendiliğinden gelirse bu ibadete zarar vermez.

Fakat bir insan şöyle niyet ederse:

“Bu namazı kılarsam işlerim yoluna girer.”

veya

“Oruç tutarsam sağlıklı olurum, zayıflarım.”

Bu durumda o ibadet, niyetten dolayı ibadet olmaktan çıkar, ya spor olur, ya da dünyevi bir araç hâline gelir. Bu tür düşünceler, ibadetin ihlâsına zarar verir.

Peki ya ahiret menfaatleri? Cennet istemek bir menfaat değil mi?

Evet, cennet de bir mükâfattır ve Kur’an ve hadislerde sıkça bahsedilir. Ancak müminin niyeti,

“Sadece cenneti kazanmak için ibadet yapıyorum.”

olursa, bu da ihlâsa zarar verir.

Doğru yaklaşım:

“Ben Allah emrettiği için ibadet ediyorum, oruç tutuyorum. Cenneti, Allah’ın lütfu ve ihsanı olarak isterim; asıl maksadım Allah’ın rızasıdır.”

Yani cennet bir ödüldür, Allah isterse verir, kul da sevinir. Ama cennet niyetin sebebi (illet) olursa, ibadeti gölgeler.

Zayıf kimseler ne yapacak? Bazen ibadetlerde dünyevi faydalar motive edici olabiliyor.

Evet, Bediüzzaman Hazretleri'nin ifadesiyle, zayıf ve gevşek nefisler için dünyevi faydaların teşvik edici (müşevvik) olması bir soruna yol açmaz. Yani: “Namaz kılarsan kalbin huzur bulur, işler yoluna girer” gibi ifadeler, özellikle yeni başlayanlar veya zayıf niyetliler için ibadete yönelmeyi kolaylaştırabilir.

Fakat bu faydalar gaye hâline gelmemeli. Vasıta olabilir ama amaç olmamalı. Yoksa ibadet ihlâsını kaybeder.

  1. Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2007,s.138


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız