Önceki semavi kitaplar nasıl bozulmuştur?
Bu konuyu Üstad Bediüzzaman Hz. şöyle anlatır:
1- Tevrat, İncil ve Zebur'un ibareleri; Kur'an gibi mucize olmadığından.
2- Hem mütemadiyen tercüme tercüme üstüne olduğundan, pek çok yabanî kelimeler içlerine karıştı.
3- Hem müfessirlerin sözleri ve yanlış tevilleri (izahları), onların âyetleriyle iltibas edildi (karıştırıldı).
4- Hem bazı nâdanların (haddini bilmezlerin) ve bazı ehl-i garazın (art niyetlilerin) tahrifatı (bozmaları) da ilâve edildi.
Şu surette o kitablarda tahrifat, tağyirat (bozulma ve değişmeler) çoğaldı. Hattâ Şeyh Rahmetullah-i Hindî (allâme-i meşhur) kütüb-ü sâbıkanın (önceki kitapların) binler yerde tahrifatını (bozulmalarını), keşişlerine ve Yahudi ve Nasara ülemasına isbat ederek, iskât etmiş (susturmuş). İşte bu kadar tahrifatla beraber, şu zamanda dahi meşhur Hüseyin-i Cisrî (Rahmetullahi Aleyh) o kitablardan yüz ondört delil, nübüvvet-i Ahmediyeye dair (Peygamberimiz’in delillerini) çıkarmıştır. "Risale-i Hamîdiye"de yazmış.(Bkz. Zülfikar, 19. Mektub Mucizat-ı Ahmediye Risalesi )
Hıristiyan ve Yahudilerin ahiretteki durumları nasıldır? Cennete girecekler mi?
İslamiyetten başka insanı cehennemden kurtaracak ve cennete girmelerini sağlayacak hiçbir din bulunmadığı hiç şüphe götürmez bir gerçektir. Bunun delili, baştanbaşa Kur’an-ı Kerim, pek çok hadisler ve bütün İslam âlimlerinin ittifakıdır. Buna gayrı Müslimler ister inansın, isterse inanmasın ahrette karşılaşılacak durum budur.
Allah Teâlâ Kur’an’da buyuruyor ki, “Kim de İslâm’dan başka bir din ararsa, artık kendisinden aslâ kabûl edilmeyecektir.” (Âl-i İmran, 85)
Bu ayet açıkça gösteriyor ki, İslam’dan başka Allah’ın kabul ettiği bir din asla yoktur. Öyleyse ahrette kurtuluş sebebi olacak din yalnız İslamiyet’tir. Bu sebeple hristiyanlar veya Yahudiler, ya da diğer gayr-ı Müslimler cennete giremezler. Eğer onlar da girecek olsa idi, o zaman Müslüman olmanın ne manası kalırdı?
Ya da insanları İslam’a davet ettiğimizde, ‘Zaten bizim cennete gideceğimizi siz de söylüyorsunuz. Biz niye inanç ve kültürümüzü bırakmak zahmetine katlanalım ki’ dediklerinde söylenecek hiçbir şey kalmazdı. Böylelikle bütün şirk ve dalaletler, batıl inanç ve yanlış işler olduğu gibi devam ederdi.