Risale-i Nur hizmeti çok kollara ayrılmış. Neden Hüsrev Efendinin yolundan gitmeliyim?
Hakkı ve doğruyu insanlara göre değerlendirmek yanlıştır. Hakkı bilmek ve insanları hakka göre değerlendirmek gerekir ki hakk ehli olanlar anlaşılmış olsun. İnsan, sevdiği ve hüsn-ü zan beslediği insanlardan bir söz işitse kabul etmeye meyillidir. Sevmediği ve su-i zan beslediği kişilerden doğru ve hak bir söz işitse de reddetme ihtiyacı hisseder. Bu sayede öylece yanlışlar devam eder. Halbuki insanlara özellikle Müslümanlara gerekli olan şey hakikati esas alıp insanları ona göre değerlendirmektir. Referans noktası hakikatin kendisi olmalıdır. Ağızlardan çıkan sözler hakikat terazisinde tartılmalıdır. Bu sırra binaen Risale-i nur müellifi olan Hz. Üstadın sözlerine müracaat etmek gerekmektedir. Tevile hiç bir ihtiyaç hissetmeyecek derecede bir çok risale ve mektupta kendisinden sonra kendi yerinde ve Risale-i nurun şahs-ı manevisinin mümessili olduğu beyan edilmektedir.
Bununla birlikte Hüsrev Altınbaşak saff-ı evveldendir. Risale-i nurun bütün mahkemelerinde bulunmuştur. Bediüzzaman hazretleriyle Otuz yıllık bir dava birlikteliği vardır. Allah'ın kelamı olan Kur'anı tevafuklu bir tarzda yazmak ona nasip olmuştur. Hem yaptığı hizmette Risale-i nurun ruhuna ve esasına zıt bir şey görülmemektedir. Risale-i nurda bulunan esasları rehber edinerek hizmet etmiştir.
Bu konuda en güzel referans Risale-i nur eserlerinin kendisidir.
Risaleonline sitesinde Hüsrev diye bir arama yaparsanız Hüsrev efendi ile alakalı birçok yazı bulabilirsiniz.