Bediüzzaman Hazretleri 21. Söz'ün Birinci Makamı'nda namaz için; kalbi doyuran bir gıda, ruha hayat veren bir su, ve latife-i Rabbaniyeye1 nefes veren bir hava bir esinti demektedir.2 Dolayısıyla namaz insanın manevi varlığının teşkil eden kalbin, ruhun ve latife-i Rabbaniye için hayati öneme sahiptir. Nitekim Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de buna işaret edercesine “Bilesiniz ki, kalbler ancak Allah'ın zikri ile mutmain olur.”3 Buyurmaktadır.
Kişi gaflet eder tembellik gösterir namaz kılmazsa kalp, ruh ve latifeler ıstırap çekmeye başlar. Zira nasıl ki aç kalan mide sızlar, susuz kalan bedenin harareti artar, havasız kalan hücreler ölür. Öyle de manevi vücudumuzun azaları olan kalp, ruh ve latifeler doymak ve tatmin olmak ister. Namaz kalbin en besleyici gıdası, ruhun en tatlı suyu, latifelerin temizi bir havasıdır. Namaz olmadan kalp sızlar, ruh ıstırap çeker, manevi duygular ölür. Bu sebeple insan manevi anlamda acı çeker, meyus olur.
Eğer gafil ise yani namazsızlığının farkında değil ise içinde anlamlandıramadığı bir huzursuzluk ve tatminsizlik hissinden her daim şikayet eder. Manen açlık ve susuzluk çektiğinden habersiz içindeki tatminsizlik hissini dünyevi zevk ve eğlencelerle bitirmek ister. Lakin bitiremez. Zira susuzluk çeken bir adam deniz suyu ile susuzluğunu dindiremeyeceği gibi aksine içtiği tuzlu su sebebiyle harareti daha da artar. İnsan da manevi yoksunluğunu maddi ve dünyevi şeylerle dolduramaz. Aksine Rabbinden daha da uzaklaşmasına sebebiyet verir. Buda kalbi ve ruhi ıstırabını daha da arttırır. Allah'tan uzaklaştıkça manevi duygularını da kaybetmeye ve zayıflatmaya başlar. Bu da ruhunu zayıflatır. Zayıf bir ruh, yorgun bir kalp, ölü duygular yığını olan bir bedenin ise hayır işlemeye, iyilikte bulunmaya meyli kalmaz. Manevi kemalât denilen ahlaktan kendini mahrum bırakır. Zira Allah'ı anan bir kalp, Rabbini seven bir ruh ve manevi duygular güzel ahlakın temelidir. Bunları öldürmek güzel ahlakın bozulmasına sebebiyet verir.
Allah’ı anmaktan lezzet alan duygular
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler,, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.. 93,94
Ra’d,, 13/28