Soru

Namaz Kılarken Okunması Sünnet Olan Faziletli Dualar

Namazda ruküda, secdede ve kıraatte surelerden ayrı dua etmenin hükmü nedir, caiz midir ?

Tarih: 1.10.2023 23:42:34
Okunma: 519

Cevap

Namazda, insanların sözlerine benzer bir şekilde dua edilmesi ve insanlardan istenilmesi imkânsız olmayan bir şeyin Yüce Allah'dan istenilmesi, namazı bozar. Allahümme at'imnî lahmen: "Allah'ım bana et yedir." , "Allahümmekzi deyni: Allah'ım borcumu Öde," ve "Allahümmerzuknî zevceten: Allah'ım beni zevceyle rızıklandır" diye dua edilmesi gibi... [1]

Ancak namazın kılınış şekli “Benim nasıl namaz kıldığımı görüyorsanız siz de öyle kılın.”[2] Hadisinden de anlaşıldığı gibi Peygamber Efendimiz (asm)ın kıldığı gibi kılmakla emrolunmuşuz.[3] Namazın neresinde nasıl dua edileceği şüphesiz sadece Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetinden öğrenilebilir. Bunlarda ekseriyetle aşağıda gelen rivayetlerdir. Bunlarla dua etmek caizdir.

“NAMAZDA OKUNACAK DUÂLAR

İftitah Tekbirinden Sonra Okunacak Duâ

Hz. Âişe (r.anhâ) 'nın şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

"Peygamber (sav) namaza başladığı zaman şu duâyı okurdu:

سبحانك اللهم وبحمدك وتبارك اسمك وتعالى جدك ولا اله غيرك

'Ya İlâhî!

Seni her türlü noksanlıktan tenzîh eder ve sana hamd ederim. Senin ismin ne mübârektir, şânın ne yücedir! Senden başka hiçbir ilâh yoktur.[4]

Rukû' Zikirleri

Hadis kitaplarındaki rivâyetlere göre, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz rukû'da üç defa  سبحان ربي العظیم 'Pek büyük olan Rabbim her türlü noksanlıktan münezzehtir' derse, rukûsu tamamlanmış demektir. "[5]

Hz. Âişe (r.anhâ)'nın bir rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) rukû ve secdede şöyle derdi:

سبحانك الله ربنا وبحمدك و اللهم اغفرلي "Ey Rabbimiz olan Allah!

Sana hamd ederek seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Yâ İlâhî! Bana mağfiret et.[6]

Diğer bir rivâyetinde ise şöyle derdi:

سبوح قدوس رب الملائكة والروح

"Her türlü noksanlıktan münezzehsin, mukaddessin. Meleklerin ve Ruh'un (Cebräil'in) Rabbisin.'[7]

Hz. Ali (ra)'ın rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) rukûa vardığında şöyle derdi:

اللهم لك ركعت وبك أمنت ولك أسلمت خشع لك سمعى و بصری و مخی و عظامی و عصبی

"Ya İlâhî! Sadece senin önünde eğildim, sana inandım, sana teslîm oldum. Kulağım, gözüm, iliklerim, kemiklerim ve tüm sinirlerim sana karşı haşyet hâlindedir. "[8]

Rukû'dan Doğrulunca Okunacak Duâ

Ebû Hureyre (ra)'ın rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) ruku'dan doğrulurken:

سمع الله لمن حمده

"Allah kendisine hamd edeni işitir" derdi. Sonra ayakta iken de,

ربنا ولك الحمد

"Rabbimiz! Hamd ancak sanadır" derdi. [9]

İbn-i Abbas (ra)'ın rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) başını ruku'dan kaldırdığında şöyle derdi:

ربنا ولك الحمد ملء السموات و الأرض وملء ما بينهما وملء ملء ما شئت من شئ بعد

"Ey Rabbimiz! Gökler, yer ve her ikisi arasındakilerin dolusu kadar ve senin dilediğin şeyler dolusu kadar sana hamd olsun." [10]

Buhârî'de geçen bir hadis-i şerîfde Peygamber (sav) rukû'dan başını kaldırınca arkasında bir adam:

ربنا ولك الحمد حمدا كثيرا طيبا مباركا فيه

“Ey Rabbimiz! Bütün hamdler sana mahsustur. Öyle bir hamd ki çok, tertemiz, ihlâslı ve mübârek!" Dedi.

Peygamber (sav) namazı bitirince "Konuşan kimdi?" buyurdu. Adam "Ben idim" dedi.

Peygamber (sav):

"Otuz küsür tane meleğin, bu duâyı hangisinin önce yazacağı hususunda yarıştıklarını gördüm" buyurdular.[11]

Secde Zikirleri

Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizden biri secdeye vardığında üç defa

سبحان ربي الأعلى

'En yüce olan Rabbim her türlü noksanlıktan münezzehtir' desin. Bu ise en az olanıdır."[12]

Hadis-i Şerif'lerden anlaşıldığına göre, secdede çokça duâ etmenin fazileti büyüktür.

Çünkü secde, kulun Allah'a en yakın olduğu ve duâların kabul olmaya en lâyık olduğu ândır.

Hz. Ali (ra)'ın rivâyetine göre, Peygamber (sav) secdeye vardığı zaman şöyle derdi:

اللهم لك سجدت وبك أمنت ولك أسلمت سجد وجهي للذي خلقه وصوره وشق سمعه و بصره تبارك الله احسن الخالقين

"Yâ İlâhî! Sadece sana secde ettim, sana inandım, sana teslîm oldum. Yüzüm, kendisini yaratıp şekil verene, kendisine kulak ve göz açana secde etti. Her şeyi en güzel şekilde yaratan Allah ne yücedir!"[13]

Hz. Âişe (r.anha)'nın rivâyetine göre, Hz. Resûlullah (sav) secdede şöyle derdi:

اللهم إني أعوذ برضاك من سخطك وأعوذ بمعافاتك من عقوبتك وأعوذ بك منك لا أحصي ثناء عليك انت كما أثنيت على نفسك

"Ya İlâhî! Gazabından rızana, ukûbetinden affına ve senden yine zât-ı Ecell-i A'lâ'na sığınırım.

Ben seni lâyık-ı vechile senâ etmekten âcizim. Sen ancak kendini senâ ettiğin gibisin.'[14]

Ebû Hureyre (ra)'ın rivâyetine göre, Efendimiz (asm) secdede şöyle de derdi:

اللهم اغفر لي ذنبي كله دقه وجله واوله واخره وعلانيته وسره                                                                                     

“Yâ İlâhî! Bütün günahlarımı, küçüğünü, büyüğünü, baştakini, sondakini, âşikârını ve gizlisini bağışla.'[15]

İki Secde Arasında Okunabilecek Duâ

İbn-i Abbas (ra)'ın rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) secdeden başını kaldırınca iki secde arasında şöyle derdi:

رب اغفرلي وارحمني واجبرني وارفعني وارزقني واهدنې وعافني

"Yâ Rabbi!

Beni bağışla. Bana merhamet eyle. Beni ıslâh eyle. Beni yücelt. Bana rızık ihsân eyle. Bana hidâyet buyur ve âfiyet ver.[16]

Selâm Vermeden Önce Okunacak Duâ

Hz. Ali (ra)'ın rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) namazın sonunda selamdan önce şu duâyı okurdu:

اللهم اغفر لي ما قدمت وما أخرت وما أسررت وما أعلنت وما أسرفت وما أنت أعلم به مني أنت المقدم وأنت المؤخر لا اله الا انت

“Yâ İlâhî!

Önceden işlediklerimi, sonradan işleyeceklerimi, gizli veya âşikâr olarak yaptığım aşırılıklarımı ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla.

Öne geçiren ve geri bırakan sensin, senden başka ilâh yoktur."[17]

Hz. Âişe (r.anha)'nın rivâyetine göre, selamdan önce şöyle derdi:

اللهم إني أعوذ بك من عذاب القبر وأعوذ بك من فتنة المسيح الدجال وأعوذ بك من فتنة المحيا والممات اللهم إني أعوذ بك من المأثم والمغرم

"Ya İlahî!

Şübhesiz ben kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal fitnesinden sana sığınırım. Hayat ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.

Yâ İlâhî! Ben günaha girmekten ve borcunu ödeyememekten de sana sığınırım."

Hz. Âişe (r.anhâ) demiştir ki:

"(Bu duâyı duyanlardan) biri 'Yâ Resûlallah! Borçtan Allah'a ne kadar çok sığınıyorsunuz' diye sordu.

Efendimiz (sav:) 'Adam borçlandığı (ve zor durumda kaldığı zaman) konuşur, yalan söyler. Söz verir, sözünde durmaz' buyurdular.”[18]

Ebû Hureyre (ra)'dan rivâyet edilen bir Hadis-i Şerîf'de Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz namazda son oturuşta teşehhüd duâlarını okuduktan sonra şu dört şeyden Allah'a sığınsın: Cehennem azabından, kabir azabından, hayat ve ölümün fitnesinden ve Mesîh Deccal'ın şerrinden."[19][20]


[1] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, (İstanbul: Timaş Yayınları, 2005), 233.

[2] Buhârî, “Ezân”, 18; Dârimî, “Salât”, 42;

[3] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, (İstanbul: Timaş Yayınları, 2005), 229.

[4] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 58

[5] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 66

[6] Buhârî, Sıfâtu's-Salât, 40; Müslim, Salât, 217, h no 484.

[7] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 67.

[8] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 66; Müslim, h no 771.

[9] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 68; Buhârî, h no 784; Müslim, h no 771.

[10] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 69; Müslim, h no 478.

[11] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 69; Buhârî, h no 799.

[12] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 71; Ebû Dâvûd, h no 886.

[13] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 70; Müslim, h no 771.

[14] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 71; Müslim, h no 486.

[15] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 71; Müslim, h no 483; Ebû Dâvûd, 878.

[16] Nevevî, Kitabü'l-Ezkâr, 73; Müsned-i Ahmed, c 1, s 315.

[17] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 83; Müslim, h no 771.

[18] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 83; Buhârî, Ezan, 149; Müslim, h no 589.

[19] Nevevi, Kitabü'l-Ezkâr, 83; Müslim, h no 588.

[20] Hayrât Neşriyât İlmi Araştırma Heyeti, Kaynaklarıyla Büyük Duâ Mecmuası, (Isparta: Hayrât Neşriyât, 2015), 56-61.

 


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar