Helal-Haram

03.03.2011

15331

Müzik Dinlemenin Hükmü

Müzik dinlemek haram mıdır, yoksa şarkının sözlerine göre değişir mi? İnsanların hemcinsleri olmayan sanatçıları dinlemesi günah mıdır?

06.12.2011 tarihinde cevaplandı.

Cevap

Öncelikle bir şeye haram diyebilmek için o konuda kesin bir âyet veya sahih bir hadis bulunması gerekir. Çünkü “haram” demek, “bu fiili yapan kişi Allah tarafından azap görebilir” demektir. Bu sebeple dinî hükümler ifade edilirken son derece dikkatli olunmalıdır. Fıkıh kaidesine göre “Eşyada asıl olan ibahadır”, yani hakkında açık bir yasak bulunmayan şeyler kural olarak helaldir.1 Nitekim bir âyette Rabbimiz bu dengeye işaret ederek şöyle demektedir:

Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri siz kendinize haram kılmayın ve Allah’ın koyduğu sınırları da aşmayın. Zira Allah haddi aşanları sevmez.2

Bu sebeple, eğer bir konuda yasaklayıcı bir delil yoksa, bir fiili haram ilan etmek doğru değildir. Fakat bazı ölçü ve sınırlara da dikkat etmek gerektir. Bu temel prensip, müzik ve şarkı dinleme meselesinde de yol gösterici olacaktır.

İslâm’da Müziğin Genel Hükmü
Sevgili Peygamberimizin (sav) müziğin kesin olarak haram olmadığını gösteren uygulamaları vardır. Bu konuda birkaç hadis-i şerif aktaracak olursak;

Bu nikâhı ilân edin, onu (topluma açık olan) mescitlerde yapın ve onda def çalın.3

Hz. Peygamber (sav) ashabıyla birlikte Benû Zurayk kabilesinin şarkı ve oyunla eğlendiklerini görünce sebebini sormuş, düğün eğlencesi olduğunu öğrenince de şöyle buyurmuştur:

Def’in işitildiği ve dumanın tüttüğü (ziyafetin verildiği) nikâh gizli evlilik değildir.4

Peygamber Efendimiz (sav) hicretten sonra Medine'de ilk vefat eden Ebû Ümâme Es'ad b. Zürâre'nin kendisine emanet ettiği kızlarından Fâriğa'yı, Nübeyt b. Câbir ile evlendirmiştir. Düğün sırasında Hz. Âişe'ye, şarkı söyleyecek bir kadın gönderilip gönderilmediğini sorup şöyle buyurmuştur:

Âişe! Sizin eğlenceniz yok mu? Oyun ve eğlence ensarın hoşuna gider.5

Daha sonra hanımları eğlendirmek üzere böyle bir hazırlığın yapılmadığını öğrenince, güzel şarkı söyleyen Zeyneb'in hemen düğün evine gönderilmesini istemiştir.6

Bu hadislerden de anlaşılacağı üzerine müziğin kesin haram olmadığı hatta bazı durumlarda (düğün gibi) tavsiye edildiği görülmektedir. Tabi burada bazı durumlara dikkat etmek lazımdır. Sevgili Peygamberimiz (sav) her konuda olduğu gibi düğün eğlencelerinde de dengeli ve Allah'ın sınırlarına saygılı davranmayı emretmiştir. Zira Müslümanlar için hayatın en önemli ölçülerinden biri aşırılıktan sakınmaktır. Kullukta, sevinçte, öfkede, üzüntüde, eğlencede daima dengeli olmaktır. Kadın-erkek karışık ortamlardan kaçınmalı, kadınlar arasında bile aşırılıktan uzak bir yol izlenmeli ve Allah'ın koyduğu sınırlara uyulmalıdır.

Bu sebeple İslâm âlimleri bu rivayetleri ve diğer delilleri birlikte değerlendirmiş, sonuçta müziğin kesin anlamda yasaklanmadığı, ilke olarak mubah (uygun) olduğu kanaatine varmışlardır.7 Düğün dışında normal zamanlarda müzik dinlemek ile alakalı ise bir rivayette şöyle geçmektedir:

Peygamber (sav) ile birlikte Hayber'e yola çıkmıştık. Gece gidiyorduk. Kafileden bir kişi Âmir b. Ekva'a -Âmir şairliğiyle bilinen bir kişi idi- "Bize bildiğin şeylerden bir şeyler söyle, dinleyelim." dedi. Âmir devesinden inerek şu türküyü söylemeye başladı: "Ey Allah'ım! Sen olmasaydın biz hidayet bulamazdık. Sadaka verip, namaz kılamazdık. Her şeyimiz sana feda olsun, bizi bağışla... Peygamber (sav) "Kim bu sürücü?" dedi. "Âmir b. Ekva'" dediler. Peygamber (s.a.s.) "Allah onu esirgesin." buyurdu.

Bu konuda Hanefî alimleri, kişinin gayri meşru (haram) eğlence (levh) maksadı gütmeksizin, yalnızlığını giderme gayesiyle, kendi kendine şarkı söylemesinde bir sakınca yoktur demektedir.8 Müzik dinlemeyi ve onunla ilgilenmeyi uygun görmeyen âlimler de vardır. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

Peygamber (sav) köpek ticaretini ve şarkıcı kadının (Zemmâre) kazancını yasaklamıştır.9

Şüphesiz Allah ve Resulü (s.a.s.), içki, kumar, davul ve tamburu yasaklamışlardır.10

Yine bir rivayette, İbn Ömer bir gün zurna sesi işitti. Parmaklarıyla kulaklarını tıkayarak yoldan çekildi ve "Ey Nâfi' bir şey işitiyormusun?" dedi. Ben "Hayır" dedim. Bunun üzerine parmaklarını kulaklarından kaldırdı ve "Ben Peygamber (sav) ile beraberdim. Bunun gibi bir şey işitti ve aynen böyle yaptı." dedi.11

Hadislerin içerdiği konular dikkate alındığında, müziğin genelini haram sayma konusunda delil kabul edilen bu hadislerin ana konusunu çalgı aletleri, şarkıcı kadınlar ve ağıtın oluşturduğu görülecektir. Yûsuf b. Muhammed ez-Zeylaî gibi kimi alimler bu hadisleri müziğin genelini yasaklayıcı özellikte yorumlamışlarsa da, İmam Gazzâlî gibi diğer bir kısım alimler ise şöyle yorumlamışlardır:

Hadislerin ana konuları içkili, kadınlı, içinde birçok haramın işlendiği meyhâne eğlencelerinden (lehv) oluşmaktadır. Bu da gerek çalgı aletleri gerekse diğer müzik çeşitlerinin haram olması, aletlerin ve müziğin kendileri ile ilgili bir husus olmayıp, bunlarla haram işlenmesi ya da haram işlenen ortamlarda çalınmalarından dolayıdır. Dolayısıyla bu âletler helal ve mübah eğlencelerde, içine başka bir haram karıştırılmadan kullanılırsa caizdir (uygundur). Beraberinde başka haramlar işleniyorsa, "Harama sebep olan şeyin kendisi de haram olur." kuralı gereği caiz olmazlar.12

Özetle müziğin helal ya da haram olması yönünden şu şekildedir: Müziğin, insanları Allah yolundan alıkoymaması. Dinimizce kutsal kabul edilen şeyleri alay konusu etmemesi. Dini sorumluluk ve görevleri ihmal edecek seviyede olmaması. Dini değerlere aykırı konularda propaganda özelliği taşımaması. Söz veya icrâsında yalan, iftira, zinaya teşvik gibi dince yasaklanan hususların yer almaması gibi durumlara göre helal ve haram hususiyetleri değişmektedir. Burada esas olan müziğin kendisi değil, onun kullanılış ortamı ve biçimidir.

Kişiye Göre Değişen Hüküm
Müziğin hükmü, çoğu zaman sözlerine ve insanda bıraktığı etkiye göre değişir. Bediüzzaman Hazretleri müzik dinlemedeki durum noktasında temel bir ölçü ortaya koyar ve şöyle der:

Bu sırra binâendir ki, şerîatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, Rabbânî aşkları îrâs eden sesler helâldir. Yetîmâne hüzünleri, nefsânî şehevâtı tahrîk eden sesler haramdır. Şerîatın ta‘yîn etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı te’sîre göre hüküm alır.13

Yani bir müzik kişide nefsanî arzuları kabartıyor, gereksiz hüzün veya ahlâka aykırı duygular uyandırıyorsa caiz değildir. Diğer durumda ise caizdir. Aynı eser iki kişide farklı etki bırakabilir. Birisi dinlediği sözlerden Allah’ı ve manevî anlamları hatırlarken, diğeri sadece dünyevî ve şehevî çağrışımlar yapabilir. Bu noktada ölçü, kişinin kalbinde uyandırdığı histir. Meselâ:

Karacaoğlan'a ait olan “İncecikten bir kar yağar, tozar elif elif diye / Deli gönül abdal olmuş, gezer elif elif diye.” parçasını bir müzik eşliğinde dinleyen iki kişiden birisi “elif”ten Allah’ı hatırlayıp, İlâhî aşkı düşünürken, öbürü görünür mânasına bakarak “elif”ten bir kadını hatırlar, mecâzî bir aşk düşünür.

Karşı Cins Sanatçıları Dinlemek ve İmam Gazâlî’nin Yaklaşımı
İmam Gazâlî, İhyâ adlı eserinde müzik meselesini ayrıntılı biçimde ele alır. Ona göre durum şöyledir:

1- Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan kimseler için yalnızca bu duyguları tahrik eden sesler haramdır.

2- Vakitlerinin çoğunu buna veren, meşguliyeti âdet haline getiren kimse için mekruhtur (yapılmaması istenen).

3- Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehaptır (uygun olan/güzel görülen).

Gazâlî ayrıca, müziği haram kılan şeyin bizzat müzik değil, ona sonradan eklenen unsurlar olduğunu söyler. Şarkı İslâm inancına ve ahlâkına aykırıysa, müzikli veya müziksiz dinlemek haramdır.

Karşı cins bir sanatçıyı dinleme konusunda da ölçü aynıdır: Eğer dinleyen kişide şehveti tahrik eden bir durum oluşuyorsa bu haramdır. Böyle bir etki yoksa, sırf karşı cinsten olduğu için haram denilemez. Gazâlî, “Müzik dinlemek haramdır demek, Allah’ın bu fiilden dolayı insanlara azap edeceğini iddia etmektir. Bu ise ancak açık âyetle/hadisle söylenebilir” diyerek delilsiz yasaklamaya karşı uyarır.14


İslâm’da müzik, kesin olarak haram değildir. Hükmü sözlerine ve kişide bıraktığı etkiye göre değişir. Açık bir âyet veya hadis olmadan “haram” demek doğru değildir. Ahlâka ve inanca aykırı sözler ile şehveti tahrik eden etkiler haramdır. Bunun dışındaki müzik türlerinde ise temel ölçü, vicdan ve kalpte uyandırdığı hâldir. Din, insanı zora sokan değil, ölçü koyarak hayatı dengede tutan bir rehberdir.

Kaynakçalar
  1. İbrahim Kafi Dönmez, "Mubah", TDV İslâm Ansiklopedisi, 2020, c. 30, s. 340.

  2. Maide, 5 / 87.

  3. Tirmizî, Nikâh, 6; İbn Mâce, Nikâh, 20.

  4. Beyhakî, es‐Sünenü’l‐kübrâ, VII, 290.

  5. Buhârî, Nikâh, 64.

  6. İbn Hacer, İsâbe, VII, 682.

  7. Zeylaî, Tebyînü’l-Hakâik Şerh-u Kenzü’d-Dekâik, Mısır, 1313, IV, 222. / Alimler düğün yemeğinde def vb. aletler eşliğinde eğlenmenin (lehv) caiz olduğunda ittifak etmişlerdir. Hadislerde özellikle düğün üzerinde durulması ise, nikahın ilanı ve hukukunun sabit olması içindir. (Umdetü'l-Kârî, XVI, 345)

  8. İbn Abidin, Hâşiyetü Reddi'l-Muhtâr, V, 46.

  9. Beyhakî, Sünen, VI, 126; Beğavî, Şerhu's-Sünne, VIII, 22-23.

  10. Beyhakî, Sünen, X, 222.

  11. Ebû Dâvûd, Edeb, 60.

  12. Gazzâlî, ihyâ, VI, 142-144.

  13. Bediüzzaman Said Nursi, İşarat-ül İ’caz, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 64.

  14. İhyâ, 2: 279-281.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (1)

Hanefi mezhebine göre musiki icrâsı ve bunu dinlemek haramdır.(Savaşta vurulan kös ve düğünlerde çalınan tef istisnadır. (el-Merginani- el-Hidaye)

11.07.2012

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız